9
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
313
Okunma
Ara sıra gelir o hâl,
Ne zaman, nereden, nasıl bilmem.
Bir rüzgâr gibi eser içimden,
Bir “elham” düşer gönlüme —
Kalem elimde değildir o an,
Ama dizeler çoktan dizilmiştir beynimde,
Sıra sıra, sabır sabır…
İş vardır, ekmek vardır, hayat vardır;
Ama o içimdeki yangın
Hiç susmaz, hiç durmaz.
Sonra bir otururum,
Nefes almak isterim sadece.
Derim ki: “Şunu bir hayata dökeyim.”
Lakin nafile…
O eski ilham yoktur artık,
Kelimeler dağılmış,
Duygular uykudadır.
Yazmak istersin ama tutmaz elin,
Kalem susar, kâğıt donar.
Bilirsin ki şiir,
Zamanla değil, anla gelir.
O an kaçtı mı,
Geriye sadece sessizlik kalır.
Ama şair, çaresiz değildir hiçbir zaman;
Kaybolur bazen, sonra yeniden doğar.
Bir ilham gitmişse,
Başka niceleri yoldadır.
Şiir, insanın içinde ölüp ölüp dirilen bir kuştur;
Her defasında yeniden doğar,
Bir başka dağda,
Bir başka rüzgârla.
Ve ben yine yazarım —
İçimden, elimden, kalbimden…
Çünkü bilirim:
Yazamadıklarım da şiirdir aslında,
Unuttuklarımda saklıdır en güzelleri.
Ben şairim,
Ve şiir, benden hiç gitmez aslında.
---
Hatıram
Bir gün biri sorarsa,
“Şiir nedir senin için?” diye —
Derim ki:
Bir nefesle başlayan, bir ömürle süren sırdır.
Bir kelimeye gizlenen dua,
Bir satırda yankılanan kaderdir.
Ben yazmam aslında;
O yazdırır bana —
Kimi zaman hüzünle, kimi zaman rahmetle.
Kalemim bir tesbih gibidir elimde,
Her harf bir zikir,
Her dize bir secdedir gönlümde.
Ve bilirim;
Ne zaman bir kelime doğarsa içimde,
Orada ben yokum artık,
Sadece O’nun sesi var.
İşte o ses,
Benim hatıramdır.
5.0
100% (14)