20
Yorum
53
Beğeni
5,0
Puan
552
Okunma

Bir sabah sessizliğinde başlar her şey,
henüz doğmamış bir günün kalbinde atar umut.
Bir annenin dizlerinde,
gökyüzüne kaldırdığı ellerde gizlidir —
“Dön oğlum, dön” derken
tanelenir duası gözlerinden.
Bir sevgili vardır,
her gece aynı pencereden bakar,
aynı yıldızda bulur teselliyi.
Belki gelmez sevdiği,
ama umut…
gelmeyenin yerine gelir bazen.
Bir hastane odasında,
beyaz duvarlara çarpan bir nefesin arasında,
bir kalp monitörünün ritmiyle yaşar umut.
Doktorun sustuğu yerde konuşur,
ilaçtan çok inançtır bazen.
Bir mahpus vardır,
demir parmaklıkların ardında göğe bakar.
Bir kuş konar tel örgüye,
gider sonra özgürce,
o kuşun kanatlarında yaşar umut.
Güneşi görmeden bile inanır,
çünkü bilir:
ışık, duvarlardan da geçer bazen.
Bir çocuğun gülüşünde,
düşen bir yaprağın tekrar yeşermesinde,
soğuyan bir kalpte kıvılcım gibi yanar.
İnsan, ne kadar kaybetse de,
yeniden başlar çünkü inanmak,
yeniden doğmak demektir.
Umut, en karanlık gecede bile
bir mumun titrek ışığıdır.
Bir yolcunun cebinde,
yıpranmış bir fotoğraf kadar değerlidir.
Kimi zaman bir kelime olur,
bir bakış, bir el uzanışı,
bir “olacak” fısıltısı kadar ince…
Ve bazen, hiçbir sebep yokken gelir,
kapıyı çalmadan içeri girer,
“Ben buradayım” der sessizce.
O an anlarsın;
her şey bitmiş gibi görünse de
bir yerlerde hep biri hâlâ bekliyordur seni —
belki bir insan, belki Yaratıcı,
belki de sadece içindeki o inatçı ışık…
Çünkü umut,
yenilginin içinde doğan zaferdir.
Suskun bir yüreğin
yeniden konuşmaya karar verişidir.
Ve kim bilir, belki de
hayatın en güzel duasıdır:
“Olabilir.”
---Şiirimi güne taşıyan Edebiyat defteri ailesi seçki kuruluna sonsuz teşekkürler---
5.0
100% (26)