12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

Sen de kendimi ararken yitirdiğim günlerin
Yarınını nerde bulsam şimdi
Akşamüstü söylediğim türküleri kime yansan şimdi
İstanbulum muydun benim, fethe hazır mıydın?
İçimdeki fatihi nerde büyütsem şimdi?
Oysa kaç ana bağrında toprak olsun diye
Süt emzirmişti gözleri çakmak çakmak olan
Sevdalısına.
Aşkın onulmaz çocuğunu nerde bulsam şimdi
Yağmurlar, rahmetin eseridir diye yeşertirdi ağaçları
Ağustos böceği miydi temmuz ayları
Şarkılar mırıldanırdı kulaklara
Boşa geçen ömrü neyle doldursam şimdi
Gözlerimden akan yaşı, sele verdim almadı
Düşünce yanımda dost dediklerim kalmadı
Rüzgar gibi eserken yollarda derman kalmadı
Takati neyle coştursam şimdi
Kalbinin tozlu yollarında oynayan çocuktum
Bilyelerim kayboldu ne de çabuk unuttun
Ruhumdaki prangaların kilidi dilinin ucundaydı
Gönül namelerini çalıp nerde kapsam şimdi
Taşların soğuk, yürek nerde uyur
Düştüğüm yolların görünmüyor sonu
Mum yak dağların eteğinden yoksa
Derdime derman olan merhem bulunur mu şimdi
Gün akşama döner uyu ey İstanbul
Ne de olsa uğruna çok köle bulunur
Taşın toprağın altındı,
Altınım taşa dönüyor mu şimdi?
M.S./2008
Kahramanmaraş