1
Yorum
20
Beğeni
4,9
Puan
254
Okunma
Uyandı bu sabah kalbim, uyutulmuş mumyalı lahitlerin şahitliğinden
Diriliyor hakikat, birer birer eriyor eğip bükülmüş çağın faniliğinden
Talan olmuş mesken tutulan ruhsuzların diyarı doymamış koca bir fildi
Aziz bir manayla yoğrulan hâkimiyete son göğsünü geren Azrail’di.
Töresini sırtına giymişler ışığın yazdığı beyazı sıyırıp alamadı eline
Zalimse bir olup iş tuttuğu iblisle donuklaşmıştı ekşimiş iç çekmelerine
Susadım uçmaya, gölgesinde uslanmaz kanatlarım sıyrılırken tüylerinden
Tövbesine ramak kalan yaralarımı çekip çağırdılar fısıltılı semtlerden
Ürkeksi yüreğimin sarıldığı içre bir sahipsizliğin üzgünlüğü gözlerime değdi
Yerine varmayan düş izlerimin gemileri, sancıların fırtınalarında ruhumu eğdi
Kaprisli yelkenlerin rüzgârına dem vuran çetin irfanların soluğu ensemde
Uyutulmuşum dün geceden gözüme bir serabın resmi çizilmiş tuvalimde
Kaynayan tarihin devleri kamburunu sıyırır heykellerin kırıklarından
Yontulup da çetin bilmecelerin ulumaları denk geldikçe kulaklarından
Sessizliğin esir edildiğini biliyor evrenin mayasındaki girdap dizleri
Gardiyanına kırbaç verenlerin sırtında kendi dallarının yaprak izleri
Mazluma bir şerbetin her rengini sunuyor dünyanın kanlı avuçlarından
Ayazda yurdunu tabiata çevirmişlerin suskunlukları duyulurken mikrofonlardan
Savaş bitti, servi boylular bir bir eğildi alnından öpülen yiğitlerin yüreğine
Kılıcın kını ihtişamın medeniyetine ram oldu boyun eğdi kalbin güneyine
Bense çekildim kenara, ruhumun alçak yerlerinin yağmuruna tutuldum
İlk şehrin aziz efsunundan sıyrılırken uçsuz çölün dimağında uyutuldum
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)