6
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
360
Okunma
” Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli.” Ş. Erbaş
Tarihe musallat,
uğultulu bir yalnızlık;
kristal naralar atar,
odaların ıssız boşluğunda.
Rengi değişir duvarların.
Utançtan;
dudak buruşturur perdesiz pencereler.
Tablolar,
asılışın amacını unuturken;
boncuk boncuk ter döker,
saksı çiçekleri.
Ve kapı kolları;
tekdüzeliğin dayanılmaz haritasını,
avuç içlerine çizer
şapkalı bir kadının.
Zaman umarsız;
zaman çekincesiz dil uzatır,
ağarmış saçlarının her bir teline.
Askıda unutulmuş,
ters yüz hayatın çelişkileri,
kırmızı bir ışık tutar
beyin koylarına
- tartışmasız ve sekter -
Kundaklanmış düşler
- simetrik bir atakla -
repliğine hazırlanır günboyu
bir nebze unutulmamak için
Koynunda;
anti faşist bir susku
ki, kalbindeki kamburu sıvazlar
Kambur ki,
yara bere içinde
tam yarım asırdır.
- Oysa;
kendi kendini boğmalı
karanlığın peçesi,
güneşin seferini durdurmaması için -
İhtimaller sığınağında,
melodilere aşinadır kadın.
Yenilginin ve geç kalmışlığın hormonlarını,
birbirine kenetler;
üstelik ikilemsiz...
İşte o vakit;
körleşmenin merceği,
şoven zaferini haykırır
mermer taşlarına.
Bölük pörçük tümcelerin başı ve sonu,
parçalarına kavuşurken,
delişen sıska sesli harflerin siması,
üç hekto sevi için;
edebi panolara sığınır.
H. Korkmaz
e/e 2025 Sthlm
5.0
100% (10)