1
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
267
Okunma
Yağmurlu bir sabahla başlıyor adımızın mürüvveti
Hüzün senin diyarına yol almak oluyor bazen
Bazen bir üstat kıyısında dem alıyor ruhumun şiirleri
Senden kopuşları yazıp durdum her sabahın başında
İklimler alıp gitti kendi rüzgârının peşinden
Kanat çırpanın göğü gördüm sandığını
Aşkın en olunmaz elbisesini giydirip uçan kuşun tüylerine
Senin memleketinin en görkemli panayırlarına kanat çırpıyorum
Hüznün tortuları
Kaburgamın en görkemli yerinden başını uzattığında
Aşka bir çarpıntı sayıyorum merhametin çocuksuluğunu
Sayıyorum penceresi uyanık perdelerin ilk gün ışıklarını
Kim diyorum maskesini çıkarmış karanlığa
Hoyrat bir içsellik benim ki hüznün döngüsüne çırak olan
Beni yoğurduğunda bir dirhem aşkın hatırına peyliyor ustam
Sen diyor
Cebine mavinin köhneliğini alıp
Sırtında güneşin yanıklığını alabilir misin?
Benim ektiklerimin başatlığından
Hüznü yakama üşüyen elleriyle astı
Uzak vatanın en kıdemli sürgünü ruhumun üniformasında
Az öteden geliyorum
Ama bir çırağın ürkekliğine bürünmüşüm
En usta aşkların diline pelesenk olmak için…
5.0
100% (6)