5
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
207
Okunma

Petra’ da adımlarımı kolluyordu üç beş deve
Derin derin soluyordum taşları
Bin yıllık adımlardı attığım
Ayak izlerimde saklıydı
Terli bir ulağın son nefesi
Ulak demişken
Petra’ nın duvarlarına çarpıp
Kulağıma indiğinde yüreğinin sesi
Bir ok gıcırtısı sanmıştım
Pusuladan taşan yankıyı
Acı bir çöl kahvesi çekti canım
Yanmanın diğer adıydı tiryakilik
Harfler buhar olup uçmadan
Tütün niyetine adını sardım zihnime
Seni eninde sonunda bulacaktım Petra
Tek korkum
Beni benden önce bulmandı
Aramaya alışmış yüreğim
Bulmalara alışık değildi
Petra’ m
Hem bulunca bütün gizemler
Çözülmüş olacaktı
Daha taşlarda saklı
Şifreler vardı
Geçmiş hayatlardan
Daha
Acılar vardı
Hiç anlatılmayan
Mağaralarımı yokluyordu
Hiç bilmediğim adamlar
İçimde ağlıyordu
Kadınlar
Petra
Anlıyor ama
Anlatamıyordum
Şiirleri aşıyordu
Kan dolu partiler
Nasıl dile gelecekti
Ölüm kokan harfler
Hacer-ü’l Esvet diyeceklerdi
Sana
Petra’ m
Bütün cürümler adına
Bense
Bir şehir dolusu yalnızlık
Günah
Zulüm
Diyecektim rengine
Belki
Sormak bile istemeyecektim
Çünkü henüz hazır değildim
Fail-i meçhul hesaplaşmalara
Bir ömrün günahını
Bir taşın üstüne atmaya
Hazır değildim
Petra’ m
ŞuLeCan
5.0
100% (4)