(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Oli ben kitapçıya gittim, kitap alacağım yerde gittim kendime dört çift çorap aldım kendim de şaştım. Allanı seversen kitapçıda çorabın işi ne? Önce kahve cuplarına, sonra Frida'lı, snoopy'li bez çantalara, sonra da çoraplara dadandım. Koyunlu, kedili, patili renkli renkli çoraplar, yani ayakkabının içinde kimse de görmeyecek onları ama yine de çok şirin göründüler gözüme dayanamadım. Bazen kendimi anlamakta zorlanıyorum, çocukluğumu falan mı özlüyorum n'oluyor bana, bu neyin kafası? Hani desen ki çocukken böyle cicili bicili şeylerim mi vardı, o da yoktu.
Şiirin de böyle masum bi tarafı var onun için anlattım, yoksa çorabı ben giyeceğim sana ne benim çoraptan değil mi?:)
"Odamın bir köşesine Yapraklarını döken duvar"
Sen böyle deyince senelerin yaprağını döken kendi duvarımı hayal ettim, hani kar yağınca kendini atarsın ya üstüne, o yapraklara da öyle uçarak atlasak güzel olurdu.
Ben o gün bugündür çoraplarıma dikkat ediyorum. Sağlam çoraplar giyiyor, yanımda da nolur nolmaz diye yedek çorap taşıyorum. (Yok böyle bir şey tabii) Giyinmekle ilgili başka anılarım da var ama, şimdilik çoraplarla sınırlı kalsın. Başka zaman onlar da.
Hahahaha Oli ya alem adamsın:) O çocuğunki de işte masumca bi sevgi... Ben artık delik çoraplarımı atmıyorum öbürleriyle denkleştiriyorum. Geçenlerde baktım topuk kısmında koca delik "aman delikse delik n'olcak" dedim, ardından şimşek gibi bi şey patladı beynimde 'ya kaza maza olsa hastaneye düşsek bu halde? Amaan görsünler yani görseler n'olur?" Ben artık çok takılmıyorum bu detaylara...Gömleklerimi, tişörtlerimi ütüsüz falan giyiyorum, çok umurumda değil milletin ne diyeceği... İlerde Ulus Baker gibi bi gözlüğün teki camsız ortalıkta dolaşırsam hiç şaşırmam yani...
Ben kitaplarımı hep çorapçıdan alırım:) Seninki çocukluktan filan değil, yaşama isteği bu. Yani tek düzelikten uzakta, renkli, gerçek anlamda yaşama. Çorap da önemli hem. Yıllar önce hoşlandığım bir kadın beni evine kahve içmeye davet etmisti. Hayır dedim, benim eve gitmem lazım. Neden? Çünkü o gün evden çıkarken elimde giyebileceğim sadece yırtık çoraplarım vardı:) İçinden hay ben senin demiştir heralde. Bir çorap hikayesine de burda bir yazıda yer vermiştim. Aşk Falan Filan isimli bir hikayeydi. Genel olarak beğenmediğim için silmiştim. Çoraplı kısım gerçek olan tek bölümdü. Hastanede çalıştığım dönem yedi sekiz yaşlarında turuncu saçlı çilli bir çocuk, hemşirelerden birine aşık gibi bir şey olmuştu. Annesiyle kontrole her geldiğinde bir hediye getiriyordu. O gün de çorap getirmiş. İçeri girer girmez aşkım nerde benim diye soruyor, gözleri hemşireyi arıyor. Çalışanlardan biri yine ne hediye getirdin diye sormuştu, çocuk cebinden çorapları çıkardı, yeşil çoraplar, eski mi eski, kirli çocuk çorapları. Ver onları ben giyeyim dedi çalışan. Birden kızmıştı bu, olmaz dedi, ben onları aşkım giysin diye yoldan buldum da getirdim. Ne çocuktu:) Çorap önemli bence, çorap bir yaşama biçimi:))
Uçalım tabii, atlayalım bir yerlere. Böyle şeylerden henüz vergi alınmıyor. Duygulanmaktan da alınmıyor. Gerekirse çoraplara sarılalım. Hâlâ yapabilecekken yaşayalım.
Ben o gün bugündür çoraplarıma dikkat ediyorum. Sağlam çoraplar giyiyor, yanımda da nolur nolmaz diye yedek çorap taşıyorum. (Yok böyle bir şey tabii) Giyinmekle ilgili başka anılarım da var ama, şimdilik çoraplarla sınırlı kalsın. Başka zaman onlar da.
Hahahaha Oli ya alem adamsın:) O çocuğunki de işte masumca bi sevgi... Ben artık delik çoraplarımı atmıyorum öbürleriyle denkleştiriyorum. Geçenlerde baktım topuk kısmında koca delik "aman delikse delik n'olcak" dedim, ardından şimşek gibi bi şey patladı beynimde 'ya kaza maza olsa hastaneye düşsek bu halde? Amaan görsünler yani görseler n'olur?" Ben artık çok takılmıyorum bu detaylara...Gömleklerimi, tişörtlerimi ütüsüz falan giyiyorum, çok umurumda değil milletin ne diyeceği... İlerde Ulus Baker gibi bi gözlüğün teki camsız ortalıkta dolaşırsam hiç şaşırmam yani...
Ben kitaplarımı hep çorapçıdan alırım:) Seninki çocukluktan filan değil, yaşama isteği bu. Yani tek düzelikten uzakta, renkli, gerçek anlamda yaşama. Çorap da önemli hem. Yıllar önce hoşlandığım bir kadın beni evine kahve içmeye davet etmisti. Hayır dedim, benim eve gitmem lazım. Neden? Çünkü o gün evden çıkarken elimde giyebileceğim sadece yırtık çoraplarım vardı:) İçinden hay ben senin demiştir heralde. Bir çorap hikayesine de burda bir yazıda yer vermiştim. Aşk Falan Filan isimli bir hikayeydi. Genel olarak beğenmediğim için silmiştim. Çoraplı kısım gerçek olan tek bölümdü. Hastanede çalıştığım dönem yedi sekiz yaşlarında turuncu saçlı çilli bir çocuk, hemşirelerden birine aşık gibi bir şey olmuştu. Annesiyle kontrole her geldiğinde bir hediye getiriyordu. O gün de çorap getirmiş. İçeri girer girmez aşkım nerde benim diye soruyor, gözleri hemşireyi arıyor. Çalışanlardan biri yine ne hediye getirdin diye sormuştu, çocuk cebinden çorapları çıkardı, yeşil çoraplar, eski mi eski, kirli çocuk çorapları. Ver onları ben giyeyim dedi çalışan. Birden kızmıştı bu, olmaz dedi, ben onları aşkım giysin diye yoldan buldum da getirdim. Ne çocuktu:) Çorap önemli bence, çorap bir yaşama biçimi:))
Uçalım tabii, atlayalım bir yerlere. Böyle şeylerden henüz vergi alınmıyor. Duygulanmaktan da alınmıyor. Gerekirse çoraplara sarılalım. Hâlâ yapabilecekken yaşayalım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.