2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
129
Okunma

Masum özlemlere serpilir bahar,
Kalbine sinen bir cevher sanadır.
Her nefes göğsüne açılır diyar,
Hülyâna süzülen mihver sanadır.
Kandiller sinede yanar gecede,
Ruhuna işleyen rüzgâr sanadır.
Yıldızlar alnına düşer secdede,
Bir akis gizlenen ezgâr sanadır.
Göklerde sözlere yankılan ezel,
Dillerden dillere gazel sanadır.
Her dize özleme düşen bir hecel,
Şiire nakşolan güzel sanadır.
Ay şavkı hülyâya süzülür ince,
Hayâline düşen çehre sanadır.
Bir nur derinlere saklanır gönülce,
Özünle bütünleşen çare sanadır.
Issız ufuklar kapandığı anda,
Sükûta bürünen rüzgâr sanadır.
Çölde seraplar yandığı ovada,
Çözülen kördüğüm karar sanadır.
Takvimden zamana savrulur günler,
Ömrüne akan her nazar sanadır.
Sabırla omzuna yüklenen yükler,
Diriliş umudu, hızar sanadır.
Şafakla düşlere uçar bir kuşak,
Kalbine serpilen yemin sanadır.
Renklerle göklere savrulur ırmak,
Her masum sesinde emin sanadır.
Sislerle hülyâya tırmanır dağlar,
Gecene süzülen çerağ sanadır.
Her taşta lisâna kazınır çağlar,
Serap gibi inen mi‘râc sanadır.
Göklerde zamana susar her nida,
Bize varlık veren maya sanadır.
Killerden dirilen, doğan her feda,
Ölümsüz sevdâlar duâ sanadır.
Derinlik özleme kapılar kırar,
Kandiller yanarda mânâ sanadır.
Semâdan rüyana nidâlar iner,
Ezelî yankılanan sadâ sanadır.
Küllerin bağrında tutuşur özler,
Alevden doğacak başak sanadır.
Ebedî kalplerde kalacak izler,
Geceleri yaran şafak sanadır.
Fatih Dişbudak
5.0
100% (2)