0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
151
Okunma
Bir çay söyledik o gün, eksik şekerli,
Sessizlik oturdu aramıza ilk kez.
Gülüşlerin az, bakışların yorgundu,
Sanki gitmek çoktan düşmüştü göze.
Cam kenarında yağmur, içimde fırtına,
Bardağın buğusunda titriyordu elim.
Bir şey demedin ama her şey belliydi,
O günde boğuldu eski bir film.
Çantasını yavaşça aldı sandalyeden,
"Ben çıkayım artık" dedi, çok sakince.
Oysa ben her gidişin dönüşü olur sanırdım,
Bu sefer susuşun kazındı içime.
Kapıdan çıktın, dönüp bakmadın bile,
Ben ardında kaldım, eksik bir nefes gibi.
Dışarda yağmur dindi, içimde başladı,
Sokak ıslanmadı ama gözlerim hâlâ sırılsıklam.
Zamanla geçer dediler, geçmedi,
Gittiğin gün orada kaldım hâlâ.
Senden bana kalan tek şey neydi biliyor musun?
Bardağın altındaki yarım bir buğuda…
Şimdi o masa hep boş, çaylar hep bayat,
Adın geçse, kalbim hâlâ yerinden sıçrar.
Unut dediler, unuttum sandım bir ara,
Ama bazı vedalar, içimizde yaşar…