0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
355
Okunma
Kendimle tamamım
Zamanla sevdim ben karanlıkları,
Çünkü orda duydum kendi sesimi.
Aydınlık sanılan her şey yalanmış,
Gerçek susarken çıkmış içimden biri.
Rüyayla uyandım, gerçekle yürüdüm,
Kendi izlerimde kendimi gördüm.
Gölgeyle savaşı bırakalı çok,
O artık bir yük değil, dostum, sözüm.
Anladım; eksik olmak da gerekmiş,
Tam olmak sanmışım yanılgıymış.
Kendini bilmeden sevgi olmazmış,
Ve en çok insan, kendine kırıkmış.
Sensizliği zannetmiştim karanlık,
Meğer sen doluymuşsun her suskunluk.
Şimdi ben, benden içeri bir benle,
Sessiz ama diri, eksik ama tamlık.
Her düşüş bir derstir, öğrendim geç de,
Dizlerim kanadı bin kere, bil de.
Ama kalkmayı da sevdim en çok,
Çünkü o kalkışta kendimdim sadece.
Ne arkamda kalan gölgeye kırgınım,
Ne önümde uzanan yola yabancıyım.
Geçmişi sevdim, çünkü orda ben varım,
Kırılmış, dağılmış… ama hâlâ ayaktayım.
Her yara, içimde bir pencere şimdi,
Her sızı, içime inen bir merdiven.
Ve her kıta, bir yol, bir iz, bir ben,
Kendime döndüm… bu yetti yeminle.
Bir zamanlar sustum, şimdi söylüyorum,
Şiirle değil, varlığımla yaşıyorum.
Gölge bile saklanmıyor artık benden,
Kendi içimde ben, içimde duruyorum.
Artık sen yok, ben var, daha da gerçek,
Ne yarım kalırım, ne de eksik.
Çünkü sevdim kendimi olduğum gibi,
Gölgesiyle tamam, ışığıyla eşik.
Gölgemle konuştum, rüyayla vedalaştım,
Kendimle barışıp yola devam ettim.
Bu bir son değil, içime ilk adım:
Ben artık kendimle tamamım, bitirdim.
Hakkı kalabalık