0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
114
Okunma
Yıl doksan’lı yıllar
Ohal’li yıllar çocuktum
Daha on onikisin’deydim
Bir’de sivil polis dolmuşu vardı
Plakası 56 bilmem 619 du
619 o kadar işlenmiştiki korkularımıza
Gördüğümüz an kaçar saklanırdık
Mahallenin çocuklarıyla beraber
O hal vardı korkardık polis’ten
Suçumuz olmamasına rağmen kaçardık
Çünkü gözlerimizle görmüştük
619 plakalı dolmuşun içine giren
Polisten dayak yemeyen çocuk yoktu
O hal vardı ben işçi emekçisi
Bir babanın oğluydum yoksulduk
Birde bende beş yaş küçük kardeşim vardı
Sabah ezanıyla beraber elimize çuvalımızı alıp
Geceden kalma bira,kola kutularını toplardık
Çöpleri karıştırıp karton kağıt toplar
Eskicide satardık öyle geçinirdik
Saat yedi eve gelirdik annemin hazırladığı
Tabakta birkaç dilim peynir ekmekle kahvaltı yapardık
Zeytine hasrettik soframıza lükstü
İş bitermi fakir için annemin akşamda buzluğa koyduğu
Aleminyum altı adet tas’tan buzu sırtımıza yükleyip
Çarşı pazarda lokanta ,lokanta dolaşıp
Abi buz lazım’mı diye satmaya çalışırdık
Gün gelir’diki o buzlar çocuksu sırtımızda erir
Yamalı kemersiz pantolumuzu sırılsıklam ederdi
İçimiz üşürdü buzdan sızlardık
Eve dönerdik satamazdık o kahrolası kaç kuruşluk buzu
Güneş doğuda doğardı ama hep batan çocukluğumuzdu
O halde hiç bisikletimizde oyuncağımızda olmadı
Çünkü aklımızda hep 619 nolu plaka vardı korkardık
NEYSE...soluklanayım biraz çay varmı....
Boyacı sandığım vardı ayakkabı boyatırdım
Elimde yırtık bir terlik abi boyatıp cilalayımmı kundurayı der..
Kahve kahve dolaşırdık akşam ezanına kadar
Eve döner kazandığımızı annemizin eline koyardık...
Doğru dürüst bakkalın yolunu bilmezdik
Sahi çikolatanın şekerin tadı nasıldı anne
Hiç becerememişti dilim bakkal amca demeyi
Çünkü yarım yamalak türkçem vardı köylüydük
Bayramlarda umrumuzda değil en güzel bayramlarımız
O halde polislerin kapılarımıza dayanmadığı geceydi
O hal de olmasa zaten fakir yaşamımız o haldi
Aklımızda 619 nolu plaka ve polis korkusu vardı
Çocuktuk yıl doksanlı yıllar
Yine günlerde bir gün cumartesi
Ben ve köylüm çocuk omuzumuzda boya sandığı
Hani çocuktuk cesaretimizi toplayıp
Polis bize ne yapacak ki deyip polis lokaline gittik
Ayakkabı boyamak için...
Girer girmez karşımızda sarımsı bir polis
Gür bıyıkları anlarsınız zaten siz ayağında postalı
Bizi bir odaya almazmı indirin omuzunuzdaki sandığı
Ağza alınmayacak hakaretler dilim varmıyor :((
Beni ve köylümü karşı karşı koydu
Biribiriniz tokatlayın diye bağırıyordu yalvarıyorduk
Allahın adını anarak polis abi kurban olalım diye
Bizi sal bizi bırak ağlayarak yanaklarda parmak izlerimiz
Polis ise burda Allah yok peygamber izinde diye bağırıyordu
Ben ve köylüm birbirimiz yavaş tokatlarken
Devreye postalı giriyordu yarım saat sürdü bu işkence
Tabi bu arada ekmeğimiz boya sandığımız param parça
Ve bir kaç gün bizden ses çıkmadı evden çıkmadık
Bir sabah köylümün kapısına gittim
Yenge çağır şu oğlunuda biraz konuşalım
:(( Bir de ne duyayım oğlan dağa çıkmış
İntikam peşine gitmiş yediğimiz dayağın
Yıkılıp kaldım ah be yapmayacaktın bunu
O hal diye bir kendini bilmezin yüzünde
Dağa mı çıktın... :(((
Zaten çocukluğum olmadı o halde
Sende sonra adam yüreğimde olmayacak
Şimdi ben nasıl unuturum 619 nolu plakayı
Çektiğim tüm acıya rağmen
Kendini bir bilmezin yüzünden
Ne vatanımı sevmekten vazgeçtim
Ne de toprağımı öpmekten...Mem Kurt
5.0
100% (2)