4
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
275
Okunma

Bir gümüş tül düşer sulara her gece
Deniz ki kırık bir ayna
Kendini toplar ay ışığında
Bin parça köpük
Bin açılmamış mektup
Ayak izlerini öper kumsalda...
Sen ki adını geceye yazdıran
Gece gözlü kadınım
Ben kıyılara vuran sessiz bir çığlık
Kum taneleri kadar çok
Senin kadar azım
Kendi dünyamda...
Deniz bilir
Ay’a varmak değil mesele
Her gelgitte biraz daha aşınsa da taşlar
Bakışlarının içimi delişi gibi
Vazgeçmemek...
O uzak ışığın özünde
Kabarmak, çekilmek
Yeniden dirilmek…
Bulutlar çalınsa gökyüzünden
Mateme bürünür sular
Sensiz geçen zaman
Kör bir balığın karanlıkta yüzüşü
Bir gülüşün düşse
Yansısa yüzüme
Dünya yeniden doğar sessizce...
Öylesine büyülü bir lisan ki bu
Ne kavuşmak virgül
Ne ayrılık nokta…
İki sonsuzluk arasında
Sonsuza giden üç nokta...
Ey ayın yeryüzündeki sessizliği
Ben ki denizim sana
Çırpınışım minnettir
Gelişin ışıktır dünyama
Ve her geri çekilişin
“Bir daha, bir daha” diyen bir dua...
Ve ben senin için
Her gece kabarıp çekilen
O sonsuz maviyim
Varlığınla anlam kazanan
Yokluğunda küle dönen
Bir yangınım
Gıkım çıkmaz inan
Susarım...
Kavuşamasak ta...
Çağdaş DURMAZ
5.0
100% (6)