0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma
Anlatıcı, farkında olmadan birine âşık olur; ama bu kişi gerçek değildir, sadece zihninde ve hayalinde var olur. Bu aşk, onu hem coşturur hem de dengesizleştirir; kendini tuhaf davranışlar içinde bulur, hem eğlenir hem üzülür.
Zamanla, yaşadığı duyguların gerçekle bağdaşmadığını fark eder ve kendine kızar. Sevinçle başlayan bu yoğun his, hüzünle son bulur. Ancak tüm bu süreç, anlatıcıya duygularını derinlemesine hissetmenin ve içsel farkındalık kazanmanın bir yolunu sunar.
Hikaye, hayal gücünün ve duyguların insan hayatında ne kadar güçlü olabileceğini, bazen gerçekle hayalin birbirine karışabileceğini ve insanın kendi iç dünyasında yaşadığı iniş çıkışları anlatır.
Birden bire âşık olasım tutuyor,
Ne yapacağımı bilmediğim bir anda
Değişik değişik hareketlere bürünüyorum,
Duygulardan duygulara bürünüyorum.
Kendi kendime gülüyorum,
Saçma sapan hallere giriyorum.
Kısacası dengesizleşiyorum;
Birine âşığım ama tanımıyorum.
Olmayan birini ne kadar da çok seviyorum!
İşte bu hâlime en gerçekliğiyle şahit oluyorum.
Sonra, olmayan birine âşık olduğum için kendime kızıyorum;
Bir süre sonra bu yaşadığıma üzülüyorum.
Sevinçle dolup taştığım anlarımın
Hüzünle bitişini seyrediyorum.
Çok sevmiştim oysa tanımadığım seni,
Şimdi ise üzgün bir şekilde senden ayrılıyorum…