1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
142
Okunma

Gözlerin…
Bir bakışın söyleyemediğini fısıldayan,
bir kelimenin taşıyamadığı yükü taşıyan o sessiz çığlık.
Ne zaman baksam,
bir sır saklıyor gibi bakıyorlar
hem davetkâr, hem kaçmaya hazır…
hem geçmişi anlatıyorlar,
hem geleceği susturuyorlar.
Senin gözlerinde zaman bükülüyor sanki;
bir anlık bakışın içine yıllar sığıyor,
bir damla ışıltıda,
yarım kalmış hikâyeler tamamlanıyor.
Ve ben her seferinde,
o bakışlarda kendimi yeniden yazılmış bir cümle gibi buluyorum;
daha önce hiç kurulmamış,
ama eksikliği hep hissedilmiş bir anlam gibi.
Gözlerin bazen gece gibi…
Karşısında ne kadar güçlü olursam olayım,
tutunacak bir yıldız arıyorum içinde.
Ama bazen de sabahın ilk ışığı gibi:
karanlıkta yönümü kaybettiğimde,
sadece bakman yetiyor
yeniden başlamak için.
Konuşmadan anlatıyorlar her şeyi.
"İyiyim" desen bile,
gözlerin "değilim" diyor.
"Unuttum" desen,
bir titreme geçiyor içlerinden
anlıyorum ki hatırlıyorsun hâlâ.
Ve ben de…
en çok o zaman hissediyorum,
gözlerinle kelimesiz bir dil kurduğumuzu.
Gözlerin…
İçinde hem sorular var,
hem cevaplar.
Hem vedalar saklı,
hem yeniden başlamalar.
Bir bakıyorsun ve dünya duruyor
çünkü o anda ne geçmiş kalıyor ne gelecek,
sadece sen ve o bakış var,
ve sonsuz gibi gelen bir an…
Belki de bu yüzden hep kaçıyorum gözlerinden,
çünkü ne zaman içine baksam,
orada kendimi buluyorum.
Ve insan, bazen en çok kendine bakmaktan korkar.
SONMISRA
5.0
100% (2)