0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
118
Okunma
Ben seni anlatmak isterdim,
bir gülüşünün ardından doğan sabahı,
bir dokunuşunda titreyen yıldızları.
Ama sen,
her sözü yarıda bıraktın.
Benim cümlelerim
senin suskunluğunda yetim kaldı.
Beni susturma sakın…
Oysa ben
sana aşkı en saf haliyle söylemek isterdim.
Kalbim, gözlerinin kıyısına
her inişinde şiire dönüşüyordu.
Ama sen bakmadın,
duymadın,
Şimdi içimde taşıdığım tüm şarkılar
söylenmemiş bir ağıt gibi yanıyor.
Ne kadar susarsam
o kadar büyüyor eksikliğin.
Ve ben biliyorum:
aşk dediğimiz şey en çok
söylenemeyen yerde acıyor.
Beni susturma sakın..
benim sana yazdığım bütün baharlar
soğudu,
soldu,
yaprak yaprak döküldü.
Oysa biraz konuşsaydın,
biraz kalsaydın
benim ellerimde yeniden filizlenecektin.
Şimdi kalbimde yalnızca
yarıda kalmış bir öykünün sessizliği var.
Ve ben
sana söyleyemediğim her sözü
kendime mezar taşı yaptım.
Her gece odama çöken sessizlik
yorganım gibi üzerime kapanıyor.
Sen yokken
duvarlar bile konuşmuyor,
yankılar bile nefessiz kalıyor.
Ve ben
her sesini aradıkça
daha çok kayboluyorum karanlıkta.
Beni susturma sakın
Sen sustukça
ben de kendi içimde donuyorum.
Kelime kelime, nefes nefese
kaybolmuş bir öykü gibi
içimde parçalanıyorum.
Ve ben
her adımımda sessizlikle çarpışıyor,
kendi kalbimin enkazında
öfkeyle kıvranıyorum.
Kelimelerim patlayacak gibi ağır,
nefesim kesiliyor, boğuluyorum.
Her bakışımda senin yokluğun
bir tokat gibi iniyor,
her gecemde kaybolmuş hayallerimle hesaplaşıyorum.
Ve ben hâlâ bekliyorum
ama artık sana değil,
bu suskunluğu yaratan her şeye
öfkemle bakıyorum.
Beni susturma sakın…
5.0
100% (2)