0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
131
Okunma
Bir gece ortalığı verdim ateşe, sinir harbindeyim
Haklı çıktım tabii ki, hiç yenilir miyim?
İstedim bir 70’lik alayım, hemen bitireyim.
Aptallar! Bırakın beni de rahat öleyim.
Boş beleş konuşuyorsun, ölüm ne bilir misin?
Dün nefes alırdın, bugün ise sadece bir hiçsin.
Ertesi günü görürsün, kara toprak seni ezsin.
Belki o vakit de acıları beğenmek istersin.
Adam mı öldürdüm, yoksa ev mi yaktım?
Bir rakı kaldı elimde bir de hayatım.
İçtikçe bulanık oldu, körlüğe alıştım.
Belki de hayattan da kör olarak kaçtım.
Bir cesaret geldi sana, tesir etmiyor keder.
Bir insan herhangileri bu kadar mı sever?
Bir mıknatıs gibi, ölmek hep seni dener.
Ölümü çağırırsan lanet olan her sefer.
Çağırmıyorum onu, yakamı bırakmıyor.
Belki korkuyorum da, sonu görünmüyor.
İçenler ansızın ölümden muaf oluyor.
Bu yüzden içiyorum, körlüğüm kazanıyor.
İçme bre cahil oğlum, paradoksa kapıldın.
Ölmeyeceğim diye direkt ölüme sarıldın.
Gölde biraz gidince kendini kaptan sandın.
Birazcık yaşayınca sanki dünyayı satın aldın.
Ben deryayı gördüm baba, gölde boğuldum.
Bir zamanlar senin değerli olan oğlundum.
Ölüm konusu açılınca mı tekrar değerli oldum?
Sen beni görmedin ki, ben bir taştım bir doldum
18 yaşındasın lan sen, hala bana ölüm diyorsun.
Seni dinlediğim her vakitte sen 10 kere ölüyorsun.
Ömür bahsetmiş sana Yaradan, sen elinle itiyorsun.
Ben aynada güzel suratını görüyorum, sen ne görüyorsun?
Ben bir enkaz görüyorum baba her seferinde.
Bir canavar var sanki aynaların en içinde.
Korkar oldum aynalardan, acıların göbeğinde.
Belki aşkı bulur yüreğimiz, en nihayetinde.
Yürek yanar oğlum, belki bir daha da atamaz.
Ama yarasız yürek yaşamı hiç tanıyamaz.
Bir acı içinde kavrulur, daha fazla acımaz.
Lakin görevini hep yapar, insana kıyamaz.
Ok ve yay atmayı sen öğrettin bana, bir pazar akşamı.
Bir ok atılmış çok uzaklardan, acıya mı yoksa aşka mı?
Yürek için fark etmiyor ki hiç, sanki ikisi başka mı?
Tekrar saplandı ok yüreğime, yine bir pazar akşamı.
5.0
100% (4)