0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma
SAHİBİNDEN NOKTA COM
Sabah, şehrin uyanmaktan vazgeçmiş gibi duran o ağır sessizliğiyle geldi. Penceremin dışındaki gökyüzü, renksiz bir ekran gibi mat, tozlu beyazdı. Güneş yükselmiş olmalıydı ama ışığı görünmüyordu; sanki sistemden kaldırılmıştı.
Yatakta doğruldum, refleksle telefona uzandım. Parmaklarım “Sahibinden Nokta Com” simgesini buldu. Gözlerim hâlâ uykuluydu ama başlık hemen çarptı:
“Güneş – Az kullanılmış – Devren Satılık”
İlk anda bir şaka sandım. Ama sayfanın altında küçük puntolarla “Tüm gezegenlerimiz orijinaldir” yazıyordu.
Yan tarafta başka ilanlar akıyordu:
Gölgeler – Paket Hâlinde
Düşler – İkinci El, Temiz Kullanılmış
Gökyüzü – Piksel Garantili
Parmağım aşağı kaydı. Fiyatların yanındaki Sepete Ekle tuşları hafifçe titreşiyor, üzerlerinden sıcak bir ışık yayılıyordu.
Bir ilan videosu açıldı. Çamurdan yapılmış bir evin önünde sekiz yaşlarında bir çocuk… Kamera yaklaştığında, sunucu soruyordu:
— Doğum gününde ne istersin?
Çocuk, tek bir kelime söyledi:
— Wi-Fi şifresi.
Ekranı kapatmaya çalıştım ama sayfa bana direniyordu. Yeni ilanlar yükleniyordu:
Amazon Ormanları – NFT Tapulu, Sınırlı Adet
Nil Nehri – Kiralık, Aylık Ödeme Planı
Mavi Küre – Teklif Usulü Satış
Arka planda bir müzik çalıyordu; yapay bir ninni. Kadın sesi pürüzsüz, duygusuzdu. Anneler artık ninnileri algoritmalardan seçiyordu, babalar ise sessizliklerini ekranda cümlelere bölüyordu.
Sokak fotoğrafları kaydı önüme. Hiçbiri gerçek değildi. Evler, yollar, ağaçlar… hepsi 3D yazıcıdan çıkmış, pürüzsüz, kokusuz, steril. Bulutlar “Bulut Sistemi”nde yedeklenmişti.
Ve sonra, sayfanın en alt köşesinde bir mesaj yanıp sönmeye başladı:
“BÜYÜK RESET GELİYOR – FIRSATI KAÇIRMAYIN”
Kendi kalp atışımı duydum. Ekranın parlak ışığı avuç içlerimi yakıyordu.
Bir anda anladım: Bu pazarda kapat tuşu yoktu.
Ve hiçbir masal, hiçbir umut, yarı fiyatına düşmeyecekti.
Telefonu kapatmak istedim ama ekran donarcasına sabit kaldı. Ses çıkarmadan titreyen parmaklarım, sayfayı aşağı kaydırmaya devam etti.
O anda kapı çaldı. Tereddütle kalktım, kim olabilir diye düşündüm. Dışarıdaki dünya artık o kadar tanıdık değil; komşuların yüzleri yok olmuş, yerini baygın gözlü, beyaz ışık yansımalarıyla dolu silüetler almıştı.
Kapıyı açtığımda, üzeri mat gri ve kömür karası renklerden oluşan, geceyi andıran bir pelerin giymiş adam duruyordu. Yüzü, maskenin altında kısmen görünüyordu.
— "Sen de gördün, değil mi?" dedi fısıltıyla.
— "Ne gördüm?" dedim hâlâ şaşkın.
— "Sistemin ilanlarını… Her şey satılıyor artık. Güneş, su, rüyalar… Ve yakında insanlık da."
Adı Külgeceydi.
— "Bize direnişten başka seçenek kalmadı," diye devam etti.
— "Nasıl yapacağız?" diye sordum.
— "Eski dünya anılarıyla, gerçek olanla… Kapatma tuşunu arayacağız. Bu sistemin içinde bir yerlerde, unutulmuş, gizlenmiş."
Külgece ile birlikte dijital pazarda derinlere inmeye başladık. Her “satılık” eşyanın ardında bir kod, bir anahtar vardı. Sistem, her şeyi parçalara ayırmış ve öyle satışa sunmuştu ki, tamamını bir araya getirmek neredeyse imkânsızdı.
Pes etmedik. Çünkü anladık ki, teknolojiye yenik düşmek kader değil; unuttuğumuz insani değerleri hatırlamak, onları diriltmek gerekiyordu.
Külgece, telefonundan gizli bir uygulama açtı; içinde eski masallar, şiirler, doğa sesleri vardı.
— "Bunlar satılamaz," dedi. "Burada başlar direniş."
Ve o gece
Şehrin üzerinde gökyüzü donuk, piksel piksel parlıyordu. Yapay yağmurlar durdu.
Tam o anda, milyonlarca cihazda aynı anda bir “reset” sinyali yayıldı.
Sistem, kendini yeniden başlatıyordu.
Beklentimiz özgürlüktü.
Ama ekranlarda sadece şu mesaj belirdi:
“YENİ DÜNYA SİSTEMİ AKTİF. TÜM SAHİPLERİNE HAYIRLI OLSUN.”
Kapat tuşu gerçekten yoktu.
Ve biz, direnişimizi sonsuz bir döngüde yeniden başlatmak zorundaydık.
SAHİBİNDEN NOKTA COM
Sabahın buzlu vitrini içinde bir ilan :
"Güneş, az kullanılmış, devren satılık"
Yanında, gölgeler paket hâlinde,
rüyalar ikinci el raflarda.
Mavi küreye biçilen fiyat,
bir tıkla sepete ekleniyor artık.
Gümüş ormanlar, altın nehirler,
NFT damgasıyla sanal tapuya mühürleniyor.
Bir çocuk, doğum gününde oyuncak değil,
Wi-Fi şifresi istiyor.
Anneler, ninnileri algoritmalardan seçiyor;
babalar, sessizliğini
ekran ışığında harf harf tüketiyor.
Sokaklar maket gibi 3D,
bulutlar bile bulut sisteminde yedekli.
Gökyüzü, piksel piksel çözülüyor,
yağmurlar, yapay zekâdan sipariş ediliyor.
Sayfanın en alt köşesinde yanıp sönüyor bir çağrı:
"Büyük reset geliyor, fırsatı kaçırmayın!"
Ve biliyorum ki,
kapat tuşu olmayan bir pazarda
hiçbir masal, yarı fiyatına düşmez.
5.0
100% (1)