5
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
222
Okunma
Bu şiir, Ferdaca’nın “Yolun Gölgesi” adlı eserine bir naziredir. Kendisine saygıyla.
Yolculuk, değişim ve içsel dönüşüm temalarını işlerken her adımda kendimizi keşfetmek ve bırakmak üzerine bir çağrı yapmaktadır
Kapı aralandı
Ve içeri sessizlik süzüldü
Sessizliğin diliyle rüzgar fısıldadı.
Eşiğin sesi yükseldi:
“Adım atarsan, eski sen artık düşte kalır.”
Ayakkabılarımı çıkardım
Toprakla çıplak temas
Bir adım attım kalbine,
Toprak anlattı, ben dinledim.
---
Dağların gölgesinde saklı sırlar,
Her taş, eski bir efsanenin yankısı.
Diller sustu, gönüller açıldı,
Hakikat, kelimelerin ötesinden yüzünü gösterdi.
Kaya çatladı, ışık doğdu,
O ışık beni gördü,
Ben göz pınarıyla akarak ona teslim oldum.
---
Suların kucağına daldım,
Her damla bir yansıma,
Her dalga bir soluk.
Yüzüm suyun aynasında yoktu,
Ama ben,
Unutulmuş benliğime dokundum.
Suyun fısıltısı:
“Bırak kendini,
Bırakan özgürdür.”
---
Ve gökyüzü açıldı,
Bulutlar dağıldı,
Yıldızlar birbirine sarıldı.
Yıldızlar içime doldu,
Aramızdaki sınır yok oldu.
Yolun sonu yoktu,
Ben yolun izinde yürüdüm,
Yol benden geçti,
Ben yolun kendisiydim.
Yolda yürüyen benle tozundu
Gölgeyle karışıp rüzgâra savruldu.
5.0
100% (12)