1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
159
Okunma
Bu akşam bir hüzün var yüreğimde, taşarcasına.
Suskunluğumda boğulan duygularım acı çekiyor.
Gözlerimin yaşlarını gördün mü sen giderken?
Dönüp de bir kez olsun bakmak istedin mi ardına?
Sen hiç yıkılan bir adam gördün mü hayatında?
Giderken bir demet karanfil koymuştun ya masaya,
Hepsi yaşıyor da bir tanesi yaralı, benim gibi.
Solup kuruyan yapraklarını dökmüş etrafına.
Bir de soruyorsan: eski neşesi yok artık yüzünde.
Sen hiç sevda acısı çeken adam gördün mü hayatında?
En son ne demiştin? "Hani yine seversin, unutursun..."
Ne kolay söylemiştin, tıpkı bir şiir gibiydin.
Aslında ilk defa yalansız konuşuyordun benimle.
"Üzülme bak, ben de üzülüyorum" demiştin de gitmiştin.
Sen hiç kaderine küsmüş bir adam gördün mü hayatında?
Öyle dolu ki yüreğim; haykırsam dağlar oynar yerinden.
Senli kalbimi kime, nasıl anlatayım bilemiyorum ki.
Gidişine sustu tüm kâinat, gidişine küstü umutlarım.
Ellerimin yumrukladığı duvarlara sor istersen kendini.
Sen hiç sevdasına yenik düşen adam gördün mü hayatında?
Giderken gördün mü bulutların ardından döktüğü yaşları?
Papatyaların, güneşe gülümseyen simasının asıldığını?
Peki ya sana aldığım sarı kanaryanın ölüm uykusuna yattığını?
Geride kalanların, sensiz nefessiz kaldığını gördün mü?
Sen hiç ağlayan adam gördün mü hayatında be, gördün mü?
5.0
100% (1)