14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2214
Okunma

senin için...
kelimelerini daha önce bildiğin
ama keşfini hiç bitiremediğin...
bir gün
göçe saldığım turnalar
getirirse yarenlik edip satırlarını
kenarından yakılmış
harflerine sevda iliştirilmiş
anlamların anlamı yüklenmiş
kırmızı bir sevda ekiyle mühürlenmiş...
ki, yemin billah!
adın düşerse düşlerimden
boğulur benliğim tek düze notalarda
hüzünbaz gökyüzünün düşerim ardına
bulutları sallarım
yağmurlar yağsın diye yüreğimin toprağına...
o zaman
kimsesizdir dersin
dilimden düşünce sevda...
sokaklar bakar kör
caddeler boş kalabalık
şehir gül yanığı...
ve
son!
koku/n sarar tüm benliğimi
sıyırırım etimi kemikten
koşarım salıncakta sallanan çocukluğuma
büyürüm/okurum sevdayı satır aralarında...
en çok da mavine yanarım
turnaların canhıraş kanat çırpışlarına
her kuş kendi mavisinde süzülür bilirim
bense her hece de kayarım avuçlarına
hadi
durma
beni kendine sakla...
Gökay Birkan SUCAKLI ’ Alen