1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
81
Okunma
Gülüşü vardı bir zamanlar
Güneşi utandırırdı…
Şimdi o gülüşte
Bir mezar taşı kadar soğuk bir sızı var.
Gözlerinin kenarında çizgiler değil,
Terk edilişlerin izi duruyor hâlâ.
Bir zamanlar güldüğü yerler,
Şimdi içini dağlayan yaralarla dolu.
Kime ne anlatsın?
Her "iyiyim" dediğinde
Bir damla kan süzülüyor içinden
Ama kimse görmüyor…
Yalnızlığa sarılıyor geceleri
Bir çığlık gibi sessiz…
Sustuğu her kelimede
Bin defa ölür gibi…
Birileri kırmış,
Ama en çok kendi toplamış cam kırıklarını.
Gülüşünü her taktığında
Canı yanmış ama alışmış acıya…
Yine de gülüyor arada,
Sorsan “alıştım” diyor
Ama o gülüş değil artık,
Sadece kanayan bir yara…
Bir zamanlar bahar kokardı soluğu,
Şimdi kışın en soğuk nefesi gibi…
Kim bilir kaç veda birikmiştir
O yaralı tebessümün ardında?
Kırıldığını kimse bilmez,
Güçlü sanırlar hep…
Oysa her sabah,
Aynaya bakarken ağlar sessizce içten içe.
Kendi küllerinden doğmaya çalışırken
Bir başkası gelir, üfler yeniden
Ne zaman iyileşecek dese,
Yeniden kanar en derin yerinden.
Geceleri dua gibi mırıldanır adını,
Ama sesi titrer, dili yanar…
Çünkü en çok sevdiği,
En çok yaralayan olur bazen…
Hiçbir şiir yetmez anlatmaya onu,
Çünkü o; gülüşünde mezar taşı taşıyan kadın…
Ne zaman gülerse
O an biri ölür içinde…
Gülüşü yaralı, kalbi paramparça,
Her tebessümünde saklı bir fırtına.
Yaralarına derman ararken yıllarca,
Gittiği yerde sadece sessizlik kalır.
Dünya unutur belki, zamanı siler,
Ama o gülüş, yüreğiyle direnir.
Yaralı olsa da dimdik durur hep,
Sessiz bir çığlık, içine gömülür derin.
Ve son bir kez daha gülümser yavaşça,
Bu acı masalın sonunda yalnızca,
Bir damla gözyaşı düşer kirpiklerden,
Gülüşü yaralı, sonsuza dek gizemli.
ŞİİR: EYLÜL
"Her dize bir yangın, her kelime bir iz…
Kalbimden süzülen bu satırlar, belki sana ulaşmaz ama
bil ki her harfinde senin adın saklı.
Şiir biter, söz susar ama hisseden susmaz…
Dinleyen herkese sevgimle,
Benimle bu yolda yürüyenlere selamla."
— Eylül’ün Kaleminden
5.0
100% (2)