0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
198
Okunma
bazen bir sevginin giz’inde saklıydı düşlerimiz
belki de giden o kayıp geminin dümenindeydi ümidimiz
velhasıl kalan kaldı, giden gitti
o esen ince yelin nefesiyle şenleniriz..
nice dağlar aşıldı kavuşmak umuduyla
varıldı, kavuşuldu, yaşandı dibine kadar aşkı
fakat yine de eksik bir şey vardı
değildi zirvesi aşkın, tatmini gönlün..
bir yaşamak vardı boylu boyunca sıradağların
uluhiyetine varmak acz-i mutlak içerisinde
ben’e dair her şeyi terk ederek
hiçliğinde bir’i bulmak, bir’likte sonsuzu..
vahid-i ehadın yegâne muradını kulluk içinde
her şerrin içinde olan hayrı bulabilmek
var’sa yoksa o’ydu her şey
hatta şey’in olma ihtimali dahi o’ydu..
baktığın çiçeklerde ki envai renk yine o’ydu
rengi var eden ve göze musahhar kılan
gözü renge uyduran, gözü yerine koyan
o’nun için akacak gözyaşlarını kendine bildiren
bilmeyi var eden yine o’ydu..
vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi
duaya açılan avuçların Rabbi de o’ydu
hatta açılan avuçların parmaklarını var eden
dua da akan gözyaşlarını muhattap alan
kabulün vuku bulduğunu da kalbe hissettiren o’ydu..
ama insan nisyanıyla unuttu
öyle ya unutan demek değil miydi insan..
Cennetten kovulduğunu dünya zindanına
ve o dünya üzerinde ki nimetler için yarışana
ve bu hadsiz yarış içinde Rabbini unutana
denilmiyor muydu insan..!
lakin insan-ı kamil olmak gayesiyle verilmişti nefs kamçısı
o azgın atı sürmek için, değil ayakları altında ezilmek için..
redd-i emmare ile büyürdü kemalatı
ve güzel ahlak ile elbette
bir düstur üzere uyarak Peygamber’ (s.a.v) e..
yolunu yol edersen eğer
ve vazgeçersen nehyinden
olursan sırat-ı müstakim
o vakit her hal üzere Allah’a hamdolsun..
her halimi bilensin,
her nidamı işiten
kurtar beni bu aciz halden..
her sözümü bilensin
her duamı işiten
geberiyorum perişaniyetimden..
5.0
100% (2)