11
Yorum
60
Beğeni
5,0
Puan
494
Okunma

Hiç bu kadar yaşıyor hissetmemiştim
Ölüme bu denli yakınken...
Kırıldı kolum kanadım
Tutundum ben sana
Bir sancısın ta şuramda
Gören göz güzel bakmış ki
Güzel görmüş demiştin oysa...
Ah uzaktaki yakınım
Yaktın da kavurdun yüreğimi
Bir bilsem;
Bu kaşın gözün oynar kime
Ah ne desem, ne vardı gittin ele
Bin bahar kurban ederdim ’gül’ diye
Kaldır başını da semâya bak
Arş-ı âlâ ne yüce...
Yaradan da senden çok çok yüce!
Ah bir dön de bak bana
Söylesene bu nasıl bir yara
Kim inanır bu nasıl bir veda
Kemiğim acıyor n’olur yapma!
Çok yazık olur bizi zulüme uğratma...
Gönül insanları gönüle dokunur
Zira beklentileri de yoktur.
Hangi karıncaya yol açtım da
Mevlam çıkardı seni karşıma.
Oysa tesadüf hiç olmadı lügatımda...
Ey yağmurlar şehrinden olan!
Maviyle yeşilin dans ettiği diyardan
Kokunu mu saldın esen rüzgarla?
Şehrime bu esinti gelmezdi boşa...
Ruhum demlenirken kaçak çay tadında
Hani bana ’can’ deyişin vardı ya
Yüreğime dokunan kelamsın her iki cihanda...
_anlık_
5.0
100% (22)