10
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
717
Okunma

Hani el değmemiş bir yanın vardır
En ürkek en savunmasız en masum
Kendine bile göstermediğin bir yüzün vardır
Yılların yorgunluğunu üzerine çizdiğin
Ve kimselere fark ettirmediğin bir kalbin vardır
Dokunsan kanayacak
Baksan duracak
Özgürlüğe hasret masum atışları
Elbet bir gün umudu ile kandırılmış bir kalp...
Oysa daha tadına bile bakmadan
Vazgeçmiştim çocuk olmaktan
Nasılsa düşecektim
Nasılsa kanayan dizlerimin
Nazını çeken olmayacaktı..
Hep düşe kalka büyüyecektim.
Düşerken kaldırılmayı beklemediğim anda
Vazgeçtim insanların çoğundan
Ve zamanla hepsinden...
Gırtlağıma kadar hüzne batmışken
Nefes almalarıma kafa tuttum çoğu kez
Sonra ondan da vazgeçtim...
Bazen ne kadar kaçsam
O kadar kovaladı beni sancılar
Ve sonunda bıktı benden kendim
Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti...
Derdini dökmeyen dermanı toplamazdı hani
Derdimi döktüğüm derdime dert katmasaydı
Kalırdım içlerinde nefesim yettiği sürece
Geceleri aç karnına içtiğim gözyaşlarım
Sabaha daha bir başka uyandırıyordu beni
Sinir krizleri ile mücadele etmek de yan etkisi..
Ve o gece efkar beni görüp efkarlanmaktan utandı
Oturdum kendime anlattım derdimi
Bir ben dinledim beni
Bir ben yandım bana
Bir ben acıdım halime
Napmışlar bana böyle diye
Dişlerimi sıkarak kırdığım her cümlenin parçaları
Sineme saplanırken herkesi gördüm
Ve aynada bakarken kan revan ruhuma
Mecburiyetten bir kendime kördüm...
Zehri bal yapıp içtiğim günden beri
Etrafımdaki çiyanlara hep güldüm
Sümüklü böceklerle kahkaha atarken
Yılanların yuvasından süründüm
Orta yolu bulmaktan tiksindiğim anda
Yalın ayak koştum dağların yamacına
Geriye dönüp baktığımda
Herşey alışılmış bir hâl almıştı
İnsan görünümlü biri beni işaret etti
Yanındakine gösterip "Bu kimdi?" dedi.
Ha o mu?
Bir acayip kimse...
"Bir merdümgiriz işte"....
Artık gülüşlerim özgürdü böylece ✌️
5.0
100% (18)