2
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
384
Okunma

kirlenir insan bazen,
bulaşır üstüne toz/toprak.
bulaşır üzerine ıslak/ırmak.
ve ardından
iki ten geçmişten
yüzünü yıkar
yüreğinin kaynağından
akan su/larla
ve çıplak kalır, üşür
teçhizatsız dalar. diplerine,
derinlerine.
bacaklarında çizik
ve çıkar kurulanır
harf harf
nemli kalır yüreği
telaşlar içinde
mısra mısra dokunur
ve çırpınır,
derinden/
g-özlerini sımsıkı kapar,
sıkar dişlerini mor.
ikna edercesine küskünlüklerini
yeni bayramlıklarıyla
uyanmak istercesine/masum..
senin,
unuttuğun bir harf
mutlaka var orada.
kendine yazıp,
kendine yazılırken sen,
en çok da sana benzeyen.
yani in/sana.
oynanmamış oyunlarının
düşü..
misketlerim mi?
söz,
sana hepsini vereceğim.
seni izliyorum,
seni istiyorum,
en derin yerlerime
çağırırken seni,
sarsılmış kelimelerini
topluyorum.
şiir bahçeden.
gecikmiş özlemlerimize
dem tutarken yüreğimiz.
kırılıyor,
yüreğimizin derinlerinden
söktüğümüz aynalar..
oysa ben,
ellerimi tarif etmeye
çalışıyorum sana.
biçimsiz düşlerimin
en kırılgan
karanlığında.
siyah,
maviden sonraki rengim.
anlamsız gitmeler
asılıyken dizlerimde,
bütün ihtimallerim su alıyor.
batık diyebilirsin bana..
böl/üşmeyi sevmedim..
sevemedim hiç..
senin olsun maviler hariç.
ne tuhaf,
çokça sonra okudum seni.
elma demişsin ardımdan,
parmak uçlarımı
sobelemek adına..
benim olan,
yalnızca bana ait olan,
sandığım/kum tanesi.
sahil de değildi oysa
geniş zamanlarda
sırnaşık bir kedi gibi
eteklerine
yapışıyorum şimdi.
çeyiz çemberlerinin
oya nakışlarında
ilmek ilmek
ve senin,
avuç içlerindeki o ses,
hani kelime kelime
o ses...
derini kaldır,
dokunmak istiyorum
sadece yüreğine..
sana yakın olmayı
seçiyorum.
bir denizdi biliyorum.
istersen
okyanuslardan bahsedelim
minnacık ki
surlarından tırmanıp,
kelime aralarındaki
sırlarına tutunuyorum,
yüreğinde boğulmamak için
açılmıyorum şimdi sularına.
ve bil ki sevgili;
benim kız kulem
köprülerim,
viyadüklerim,
her mısran
eksik rengimi
tamamlıyor şimdi..
şşşş tamam kaç/
amayacaksın..
ürperdim.
tenime üflerken ses/in ki
lodos,
maviye çarpan
bir rüya gibi denizden/
derinden..
kirpiklerimin üzerinde
gök kuşağı var şimdi
sobele ve geç
içimden/yüreğimden..
tut,
tüm dileği bana kesik harfleri
gölgeler
bulaşmadan karanlığına..
ve bil ki sevgili,
uzun gecelerime
dokunuyorsun şimdi.
tenimde/terimde.
kokular buluyorum
tüm çağlardan geçip,
yüreğime düş/en..
izleri beliriyor tırnaklarının
tek kelime düşüyor
iki dudak mesafemden
harfleri belirsiz aynaların
kırılganlığına.
tek kelime/kanatsız..
asla parçalanmayacak
yüreğinden düş/se bile,
düşürsen bile..
“senli/benli zamanlardan,
kirpiklerimizdeki tozla
ve yaralı bir ruh acısıyla
aşık olduk”
yarı açık unutulmuş
gök/yüzünden,
yüreğinin çekimine
karşı koyamayan
düş/üşlerimle
elsiz ve ayaksız kelimelerimi
atıyorum şimdi..
kanayan bir ses kadar,
çıkmadan gündüz
sokaklarına.
ve bil ki sevgili;
aşk bile/iç savaş gibidir.
tam kazandım derken
kaybedersin,
yüreğinden düş/er,
devrimler/
hayaller/
ah edişler/
iç çekişler/
ver yansınlar/
darbeler ki
bana çocukluğunu anlat
duvarlarının ardındaki
ve babanı sonra/canını.
d/üşüyorum..
ayak parmak uçlarına
çakılıyorum/ıslak..
çıkmaz,
patika yollarına.
yüreğindeki izlerden
ilerliyorum/unutma..
unutulmasın yüzüm,
özüm/iki gözüm ki
varlığına inan
bulmak istediklerinin.
arayıpta bulamadığın
bir şey gibi b/ak bana.
yokluğun derin/
ellerim/ellerin ki
yüreğini taşıdığın
göç/lerinin ertesi
titriyor bedenim.
ve bil ki,
su-sa-dığımsın.
su-yum-sun..
kaynağımdan sen doğuyor.
gidilmedik.
bilinmedik.
bir şehre akıyor ırmaklarım..
her gün..
her gece.
he-ce..he-ce.
gidişlerimde,
nereye ve neden gitmişsem.
yokluğunda,
dönmezdi bir parçam..
ve ben,
kala/susa/baka kalırdım.
öylece.
bu halimle.
bu kadar olarak.
(...)