9
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
416
Okunma
Önce bir sestin içimde,
kâinatın uğultusunda kaybolan.
Aradım seni sokaklarda, yüzlerde, kitaplarda.
Her bulduğumu sandığımda,
biraz daha yitirdim kendimi.
Duvarlar ördüm tuğla tuğla,
"ben" dediğim bir kale inşa ettim,
ama içindeki sultan hep sürgündü.
Sonra bir gün,
belki de o dert bağları’na yaslanmış bir akşamda,
denizin tuzu nefesime karıştığında,
aramayı bıraktım.
Sustum.
Ve sen konuştun kalbimin en sessiz yerinden.
Senin aşkın,
sahip olmak değilmiş,
ait olmakmış meğer.
Bir çiçeğin toprağa,
bir damlanın okyanusa ait olduğu gibi.
Sınırları eriten,
"ben" ile "sen" arasındaki mesafeyi yok eden bir sır.
Şimdi anlıyorum,
gözlerimi kapadığımda gördüğüm aydınlık senmişsin.
Aldığım her nefeste ciğerlerime dolan huzur,
yalnızlığımın en kalabalık anı,
yokluğun en büyük varlığıymışsın.
Artık aramıyorum seni hiçbir yerde,
Çünkü baktığım her zerrede,
içimdeki o sonsuz derinlikte,
zaten sen varsın.
Hep sen..
Merdümgiriz
5.0
100% (18)