10
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
288
Okunma
Bu şiir, Yurdumun tarım işlerinde, mandalina bahçelerinde, hayat mektebinde büyüyen, zorlu şartlar altında çalışan genç kızlarımızın ve kadınlarımızın emeğine, direncine ve yaşam mücadelesine bir saygı vazifesini yerine getirmek amacıyla yazıldı. Bir an önce çağ dışı çalışma koşullarının düzeltilmesi umudumla.
Sıfır üç, on sekiz vardiyası
Çok uykum var diyesi saatler,
Turunç kokulu kadınlarımızın saatidir.
Sıkıştığında çalı dibi arayan,
Soğukta ısınmak için birlikte oynayan,
Boş boya kutusundan sefer tası yapan,
Rastığı akmış, gözü yaşlı kadınlarımızın saatidir.
Gecenin köründe uzak bahçelere uzanan,
Mandalina kadar memeleriyle göğü tırmalayan,
hayat mektebinde okuyan kızlarımızın
Kimi zaman kıyıda köşede sıkıştırılmış,
Umutları ağaç dalları gibi kırılmış,
Hayata küsmüş, darılmış kadınlarımızın saatidir.
Bir yemeni düşüyor, uzanmış merdivenden,
Bağlayanın çenesi bağlanıyor mandalina bahçelerinde.
Nasip haktan geliyor elbet, lafımız yoktur,
İşse, terin hakkını vermeyenden rızamız yoktur.
Sıfır üç, on sekiz vardiyası,
Turunç rengi kınalı ellerin saatidir,
Güneşe uzanıp güneşi yolmaya çalışan
Mandalina kokulu kadınlarımızın saatidir.
Kuytu yer arayana kadar molası dolan,
Molası dolmadan “Nerede kaldınız?” diye bağırılan,
Yollarda kamyonlardan düşüp kaybolan,
Aldığı üç kuruşla yuva yapan kadınlarımızın saatidir.
Dişiliğini unutan, kişiliğini unutan,
İki dilim ekmek, bir domates, üç beş zeytinle doyan,
Boş naylon kutudan sefer taslı,
Nurdan, Handan, Nilüfer, Aslı —
Ne fark eder, bacılarınızla aynı adlı olan kadınların saatidir.
Merdiven üstlerinde cambazlar gibi uzanmış,
Uzanırken boyun fıtığına yakalanmış onlar ki,
Onlar ki arlarıyla, namuslarıyla emek peşinde koşar,
Hepsi ellerinizde paramparça mandalina kokar.