6
Yorum
46
Beğeni
0,0
Puan
294
Okunma
Sürrealist Lirizm
Dolaşayım dedim biraz,
gezdim birkaç sokak,
yolumu kaybettim.
Nice sonra bir yol buldum,
ayakkabımın içinden çıktım.
Bulamıyorum evi,
kaldım bir don, bir kazak.
Vücudumu sorma, o eridi.
Ben miyim bu? Kızdım,
astım kendimi ipe.
Karşıda başka çamaşırlar,
yeni yıkanmış, toprağa damlıyor şıp şıp.
Bir tişörtün üstünde gördüm seni,
bluzların, gömleklerin arasında.
Meşhur olmuşsun,
aynı kalmışsın. Yine aynı,
yine ıslak.
Yağmurdan da korkardım.
Kaçtım, eskisi gibi.
Gittim o salaş lokantaya,
iki kişilik kuru istedim.
Canım sıkıldı,
karşımda sen yoktun.
Müşterisi de yok.
Baktım, kaşık boş.
Girdim içine, yattım, uyudum.
Başladım rüya görmeye:
Rüyamda saklanmışız bir dolabın içine,
bakışıyoruz — el ele, göz göze...
Uyandım, doğruldum kaşığın içinde.
Söylendim kendi kendime:
“Böyle de rüya mı olurmuş be!”