0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
226
Okunma

Gecenin sürmeli gözlerini öptüm
Göğsü çatladı ayın
Nuru indi sakin sular üzerine
Yakamozlar ucundan yandı
Parıltısı kaldı geriye büyüleyici ve ürkek
Karşı kıyıda tutuştu iki yürek
Şarkılar usulünce büyüdü sazlarında
Dudaklar kan kırmızı nağmeler titrek
Aşk kabardı mecrasında
Şiir saçlı kadınlar kan doğradılar mehtaba
Hakiki iki damla yaşın kaydı düşüldü hesaba
Gecenin tutkulu yüreğinden geldim
Yağmuru yorgun müptelası hasta
Lav püsküren nağmeleri sarhoştu
Ay çıkmazdı bazen makamına
Kararırdı umutlar
Mum ışığı gibi sönerdi kadehler
Gam çiğnemek karın doyurmazdı
Şakaklara saplanan ağrılar dilenir
Mutsuz sözcüklerden yeni dünyalar çizilirdi
Şimalden melal süzülürdü inceden
Metruk hislerin burcunda başlardı feveran
Gecenin asaletine müptela eski zaman adamıyız
Kurulan tüm sevda meclislerinde
Ahmet Haşim kadar sayılır hatırımız
İçerimizdeki düğümleri sorgusuz sererdik kıyısına
Döktükçe eteklerimizdekini dökülürdü yıldızlar
Kafa tutardı kaderine arka sokakları kollayan yalnızlar
İncinmiş tüm hislere açardı cümle kapısını
Gizlerdi ince nakış örtüsüyle okkalı hüzünleri
Derdin emzirdiği kimsesizler tutuşurdu eteğine
En koyu sessizliği sensizlik kadar dokunurdu kalplere
Kandilleri cezbelenip cuşa gelince
Seyri sığmazdı öyle iki heceye
Başı dumanlısı gönlü sevdalısı dili dualısı
Körkütük sığınırdı kusursuz geceye...
5.0
100% (2)