6
Yorum
46
Beğeni
0,0
Puan
856
Okunma
gecenin yarıldığı yerde doğdu Jesse
ateşle yıkandı rahmin karanlığında
omuzuna kan kokan harflerle yazılmıştı
kralların bile çözemeyeceği bir yazgı
çadırdan çadıra sürgün
ne kardeş, ne taç peşindeydi
çürümüş hayallerin gölgesinde
çağıran bir dişi vardı rüyalarında
sıcak bir mağara gibi
içine düşerse sonsuz olacağı
kalbi, kuzeyin soğuk ıssızlığına
bedeni, güneyin zehirli yılanlarına aitti
“ey Jesse,” diye
uludu çölden esen rüzgar
“ne ararsın vadilerde?
aşk mı, yoksa
içine düşeceğin bir düşman mı?”
Yanıyordu Jesse
alev alevdi esmer teni
ateşin dilini bilen kadını bekledi
göğüsleri rüzgarla konuşan
kalçaları zamanı ezen
dizlerinin arasında lanetli mitler saklayan
o meçhul kadını
ki
o meçhul kadın
savurunca medusa saçlarını
erkek kaburgasının altında ezilmiş
tanrının bile unuttuğu
kızıl bir dişilik kadar karanlıktı
bir gece,
aydınlattığında dolunay
kasık çizgisini
gecenin gölgesini yararak geldi kadın
gözlerinde karanlık bir yosun rengi
dudaklarından taşan bir fısıltıyla
“beni bulursan,” dedi
“bütün karanlığını içimden geçirir
kendini yeniden doğurursun.”
yankılandı o sözler
Jesse’nin içinde
bir yarık açıldı ruhunda
sonsuzluğa karışan bir iç çekiş gibi
tek başınaydı Jesse
batan güneşin kızıl saatinde
kadınını değil,
yitirdiği ruhunu arıyordu
doğuramazdı hiç bir rahim,
ölü bir ruhu yeniden .
AY PARÇASI / MEHPARE
MAYIS 2025 İSTANBUL