Bir karınca bir kuklayı tozla doldurmuş
Telli duvaklı gelin eylemiş
Mor sümbüller ve beyaz gömlekler
Trabzanlı eski harabelerde kırlangıç yuvaları
Masum bir kedi sesiyle doğurur kuşlar yavrularını
Ağlarında dolanır örümcekler beyaz midillilerin
Ve bir yel eser kulakların arkasindan
Yağmur taneleri incecik işler yüreğine tarlaların
Anne rahminde kordonlanmış bir bebek yüzü
Ve bazı varoluşsal problemler

Karıncalar kuklaları ölümcül bir oyuna alet ediyordu
Ve kuklalar ki karınları deşilmiş
Toz kusuyor boğazlarından
A fake smile on their faces
Ve bazen dilleri pelesenk bir seyler anlatır okyanusların en bilinmez kayalarına
Çocuk gözlerimdeki şu yıldızlı tepe
Toprak su ve toz kirlenmeden önce hani
Üç tane boyalı yüz vardı tepede
Biri karıncaların biri kuklaların biri de doğurgan serçelerin
Hepsi tek bir tepede onlarca yüz
Yüz kere yüzün bin ettiği bir hayalde
Yüz kere yüz vermekte karıncalar kuklalara
Ve hepsi tek bir simada birden daha fazla etmiyorlardı yıldızlı tepelerde

Bir adam bir karıncayı öldüresiye çiğniyordu
Adamlar karıncaları hep öldüresiye çiğniyordu
Adamlar karıncaları neden öldüresiye çigniyordu
Üfleseydi karınca uçmaz mıydı
Karıncalar tozları kendileriyle dolduruyorlardı
Karıncalar, kuklalar ve doğurgan serçeler
Hepsi bir adama düşman kesiliyorlardı
Adam yüz kere yüzün bin ettiği bir hayalde
Hepsiyle bir bir dalga geciyordu
Ve yerdeki sarı otlar ne seher yeli ne karınca yuvasi ne de serçe kanatlarını biliyordu
Onlar sadece huşu içinde sallanıyor
Ve bir adam bekliyordu