3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
103
Okunma
Ben annemi çoktan unuttum;
buz yeşili gözlerini hatırlarsam dayanamam, ya özlersem ne yaparım
kışın etli lahana, yazın kabak biber dolması yaptığını anlatırım,
sanki kapıyı açıp geliverecekmiş gibi...
Ben annemi çoktan unuttum;
gri ipek saçlarını usul usul okşayarak taradığımı hatırlarsam ağlarım
ilkbaharda babama taze bakla pişirdiğinden bahsederim gülerek
birazdan sarılıp öpecekmişim gibi...
Ben annemi çoktan unuttum;
gazetelerden yemek tarifleri kesip yapıştırdığımız
dört ortalı harita metot defterinde hâlâ buram buram uhu kokusunu
sayfaların kenarlarında, yaptım güzel oldu diyen el yazısını hatırlamıyorum...
Ben annemi çoktan unuttum;
dişim çok ağrıdığında göğsüne sarılıp ağlayışımı
gök gürüldeyince odanın ortasına gel diyerek sarılışını
balık yerken kılçık batacak diye korkup uyarışını hatırlamıyorum
hep berabermişiz gibi, yaşıyormuş gibi...
Ben annemi çoktan unuttum;
ekmeği yağda çevirip dövmeç yapardı, mercimekli bulgur pilavı
patates kavurması, dible, yarımca börek, su böreği, kabak tatlısı
zeytinyağlı yaprak dolması tabağa konamadan dibi boylardı...
Ben annemi çoktan unuttum;
doğum günlerimde kitap alışını, gazetelerden kitap kuponu toplayışını
meclisi televizyondan izleyişini, tarihi olaylara olan merakını
özlü sözlerini, bilgeliğini, sessizliğini, birlikte alışverişe gidişimizi...
Ben annemi çoktan unuttum bile;
gaflet uykusuna yattım, acılarımı bilinç dışıma attım
babamın da annemin de kokularını unutamadığımı biliyorum
rüyalarımda onlarla hiçbir şey olmamış gibi konuşuyorum...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (4)