Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Aren-
Aren-
VİP ÜYE

Mevt-i Zül

Yorum

Mevt-i Zül

6

Yorum

30

Beğeni

0,0

Puan

416

Okunma

Mevt-i Zül

Leylin karanlığına değil sessizliğine gömülüyorum,
Bir hatıra için gömleğimin ilk düğmesini hep yanlış ilikliyorum

(Çarşambayı Sel Aldı Hikayesi Nedir?
Çarşamba, Ordu iline bağlı olan bir ilçedir. Doğal olarak bu türkü de o yöreye özgü bir eserdir. Bu bölgede bulunan Abdal Deresi’nin yakınlarında yaşayan Ahmet, yine bu bölgedeki Melek isimli bir kıza aşık olur. Melek de Ahmet’in aşkına karşılık verir ve çift sözlenirler. Ahmet, belli bir süre sonra askere gider. Kendisi askerde iken köyün ağasınınn oğlu olan Mehmet Ali Melek’e öz koyar. Melek’in Mehmet Ali’ye karşılık vermemesi üzerine Mehmet Ali adamları ile birlikte Melek’i dağa kaldırır.

Askerde iken bu durumu öğrenen Ahmet silahını aldığı gibi askerde kaçar. Dağ taş demeden Ahmet sevdiğini aramaya koyulur. Tam da bu sırada yoğun bir yağmur yağarak Çarşamba Ovası sular altında kalır. Büyük bir felaket yarattıktan sonra sel çekilir ve köylülüer köy meydanında toplanırlar. Burada bulunan kayanın üzerinde iki kişinin cesedi vardır. Bu cesetler Ahmet ve Melek’e aittir.el ele tutuşarak ölen çiftin bulunduğu yerden su fışkırdığı rivayet edilir.)

Kaynak:www.sabah.com.tr/yasam/carsambayi-sel-aldi-hikayesi-nedir-carsambayi-sel-aldi-turkusunun-hikayesi-gercek-mi-ne-zaman-yazildi-st1-6294191


Sırçanın buğusuna yazdığım
Çocukça şiirler
Nasılda silinip siluetimi ayan ettiler
Kederime dokunmak için daldığım derinler
Labirent okyanusunda bendiciğim
Nasıl da heder...


Leylin karanlığında asık fikirlerim
Celladına âşık Ömer Hayyam
Sıfatlı zikirlerim!
Zühre kadar uzak
Onun kadar yalnız kalan hislerim
Gerçeklerin acısı
Kahve gibi dokunuyor hatrıma
Ölmeye yakın
Ateş titreği gibi sönüyor şafağımda!


Elbet mevt ile kaim dünya
Zül dudaklar fısıltı kalacak yarınlara!

Ey Leyla!
Sakındıklarım dokundu sana
Meczup hâlim
Kaskatı kımıldayamadan döküldü ayağına
Dünden demlenmiş bir yağmur
Pek yakında boşalacak biliyorum
Toprağın çürüttüğü ne varsa...
Üzülme!
Küllerinden doğup umudu yeşertecek…
Sadece bekle!

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mevt-i zül Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Mevt-i zül şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mevt-i Zül şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Ramazan Boran 1
Ramazan Boran 1, @ramazancboranc1
8.5.2025 13:03:05
Bazı duygular vardır ki, ismi yoktur onların.
Sadece bir buğu gibi camda belirir, silinince de iz bırakmaz ama içimize kazınan izleri hâlâ belirgindirler.

Bazı sabahlar vardır gecenin tortusu henüz çekilmemiştir toprağın üzerinden. Güneş doğar ama ısıtmaz; ışık süzülür ama aydınlatmaz.
İşte böyle zamanlarda insanın içini ele geçiren ses, dış dünyanın gürültüsüne galip gelmiştir artık.

Sırçanın buğusuna yazılan çocukça şiirler ..
belki de ilk defa kendimizi fark ettiğimiz anlardır o anlar.
Henüz acı ile tanışmamış kederi kitaplardan okumuş, yalnızlığı bir oyun zannetmiş zamanların safdilliği..
O şiirler şimdi silinmiş olabilir ama birer siluet gibi hâlâ arkamızda dolaşmaya devam ediyor.

Kimi zaman insan kendi derinliğine dalar da çıkamaz.
Yol bellidir belki, ama yön yoktur.
Ve orada, “bendiciğim” dediği ne varsa, birer birer heder olur zamana. Akıl bir yana, kalp bir yana sürüklenir.

Keder, dokunmak için değil, içine işlemek için gelir.
Belki de bu yüzden her aşk, kendi celladını içinde taşır.

Düşünceler de leylin karanlığında birer yük gibi asılır insanın zihnine. İmanla isyan arasında, Hayyam’ın çelişkileri gibi savrulur durur.
Bazen bir sıfat olur zikir, bazen de suskunluğun sesi olur.

Hisle de zühre kadar uzak, onun kadar yalnızdır.
Bir yıldızın tek başına gökyüzünü boyaması gibi.
Kahvenin acısında saklanan gerçekler gibidir onlar.
Hatırda kalır ama dilden asla düşmezler.

ve dünya ..
Mevt ile kaim.
Yani varlıkla yokluk arasında bir salıncak.
Her şey geçici.

Ama bazen bir tek ses yeter.
Bir tek “Ey Leyla!” çağrısı, küllere üfleyen bir rüzgâr gibi
yeniden diriltir ne varsa.

İnsan en çok sakındıklarını yakar en çok sevdiklerinde.
Meczup bir halde iken ne yapacağını bilemeden içindekini döker ayak ucuna.
Yağmur olur birikir. Yağmak için zamanını bekler.
ve toprak yine çürüttüğü her şeyi yeniden besleyecek kadar bilgedir.

Bazı kalemler vardır, yazmaz, kanar.
Bazı şiirler vardır, okunmaz, yaşanır.
Sevgili abim Aren’in şiiri işte bu ikisinin kavşağında duran, hem kendi sancısının hem de okurun boşluğunu dolduran bir uğrak yeri gibidir.

Aren’in şiiri bir yanıyla ölüme yaslanır ama diğer yanıyla yeniden doğuşunun müjdesini çağırır. Onun kalemi külleri savurmaz, aksine onlardan bir hikâye örer. B
Bu hikâyede acı, yalnızlık, aşk ve bekleyiş iç içe geçmiş bir kumaş gibi dokunur.

Belki de bu yüzden Aren’in şiirinde herkes kendini biraz kaybolmuş, biraz kırılmış gibi hissetse de bir o kadar da yeniden filizlenecek gibi bir umudu taşır bağrında.

Çaylar abimden, eyvallah aldım kabul ettim.
Ben de abime bir kahve ikram ediyorum. Sade.. acısı senin dizelerindeki gerçek kadar koyu, hatırıysa tıpkı şiirin gibi yıllar boyu unutulmayacak cinsten.
Şimdi usulca al eline bu fincanı.
Dışarısı rüzgâr, içerisi kelime..
İçinden bir yudum al ve bırak.
içinde biriktirdiklerin buhar olup yüzüne vursun.
Çünkü sen kahveyi sadece içen değil, onu yazan, onunla söyleşen bir şairsin.

Bir gün belki, bu kahve kokusu seni yeniden şiire oturtur.
Belki Leyla’ya, belki kendine, belki de hiç tanımadığın bir yalnızlığa yazarsın.
Ama nasıl olursa olsun bil ki bu kahve sana.
içini ısıtsın diye değil, içindekileri dinlesin diye ikram edildi.

Afiyetle Aren abim
Sevgi ve selamlar.
Etkili Yorum
-Tesbih-
-Tesbih-, @eternal2
8.5.2025 11:45:08

Buğulu bir sır gibi köşelere saklamak lazım bu satırları.Düşünsenize zamanın eli değdikçe silinen siluetleri ve saf halleri.


Ahh bu karanlığın gecesi
Ahh yalnızlığa takılı kalmış derin düşünceler
Öyle ki zikir eden kelimelerin güzelliğinde ,keskin bir acı sanki demli bir kahvenin tadı gibi.

Şiir ruha dokunuyor vesselam.


Değil mi ki şafağın titrek alevinde bilinen kaim,bu dünya ölümle kol kola.
Ne güzel şey
Bu satırların arasında bir yağmur gibi beklemek.

Külden doğan fısıltı sessizliğin dili
Ki sabrın yeşeren baharı yılgın bakışların ardında .

Hüzünlerin ardı sıra doğacak güneş.

Şiirin teninde
Hep yeniden,yeniden ve yine yeniden
umut ışığı var.

İnanmak güzel şey.dedim ve

Kıymetli kalemi gönülden kutladım.

Saygı ve selam ile...



-Tesbih- tarafından 8.5.2025 11:50:39 zamanında düzenlenmiştir.
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
8.5.2025 11:44:05
Hikayesiyle birlikte hüzünlü duygularla yazılmış, muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstadım.
En kalbî selam, dua, sevgi ve saygılarımla.
Allah'a emanet olun.
Etkili Yorum
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
8.5.2025 01:26:27

Şiirinizin derinliği ve duygusal yoğunluğu çok etkileyici. İçindeki mistik hava ve sürrealist öğeler, hislerinizi güçlü bir şekilde yansıtıyor. Leyla'ya olan gönderme, bir yandan yalnızlık ve özlemi, diğer yandan bir kurtuluş arayışını simgeliyor gibi. Aynı zamanda, zamanın ve ölümün evrensel temalarını işleyişiniz, şiirinizi anlamlı bir şekilde derinleştiriyor.

"Zül dudaklar fısıltı kalacak yarınlara!" ifadesi, karamsarlığın içinde bile bir tür umut ve bekleyiş barındırıyor. Son dizedeki "Küllerinden doğup umudu yeşertecek… Sadece bekle!" ise, her şeyin sonunda bir dönüşüm ve yeniden doğuş mesajı veriyor.

Tebrikler

Saygılar sair.
mnea
mnea, @mnea
8.5.2025 00:17:34
ya ya ya
acının estetiğini böyle zarif anlatan biri hissetmekle kalmıyor yaşatıyor da
sanki kelimeler değil de hislerin yürümüş satırlara
ağır ama ince
dokunmuş bana da biraz
teşekkür ederim

ASIKLUZUMSUZ
ASIKLUZUMSUZ, @asikluzumsuz
8.5.2025 00:11:22
Merhaba değerli kalem
Güzel bakan, güzel görür, güzel düşünür ve güzel yazar
Kutluyorum yazdıran yüreğini ve eserini
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL