6
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
339
Okunma
Burayı açmak isterim ki yanlış anlaşılma olmasın. Kimseyi zan’a düşürmeyelim ve kimse adına mesûl olmayalım:
‘’ Adın küfleti
Koyana mı koyulana mı yüktü?
Taşıyamamak endişesi
Yaşayana mı yaşatana mı güçtü?’’
Yaşayan derken: kimisi adının ne olduğuna bakmadan anlamını dahi bilmeden yaşar ve adının anlamını taşımaz
Yaşatana derken: İlahi’ye bir sorgulama değil bu… Kişinin adının mahiyetini tanıması ve o anlamın hakkını vermeye çalışması… ‘’ Yaşayana mı yaşatana mı güçtü?’’ Sorgulayan bilmekte sorgulamayan bilmemekte, yük edinmemekte…
Sırat bir inceltme çizgisi kadar nazik, altı kızıl üstü nur. Ve kötülükle iyilik bir harf kadar birbirine yakın H-abil, k-abil: Bir h, bir k harfi kadar ya yakın ya uzağız işte...
Saygı ve selamlarımla…
Sararırken yapraklar
Bir ruh can’da ten buldu
Fıtratından mütevelli ağıtlar
Akmayan gözlerinden kulaklara öykündü!
Vakar söylemlerin nihavendiydi
Kulağa üflenen ismin hakkına
Dedem Korkut değil di!
Doğmak hak etmek için yeter miydi?
Yoksa Hak için beklenmeli miydi?
Adın küfleti
Koyana mı koyulana mı yüktü?
Taşıyamamak endişesi
Yaşayana mı yaşatana mı güçtü?
Adem’di adın aslında
Her gebelik sonrası ölüme gebe
Bilirde bilmezden gelir adını nedense
Âdem’di adın bilmezden gelemezdi
İçinde saklanmış kabilde Âdemden ‘di
O Habil’e meyletti
İşte Ad(ım)ın
Bir inceltme çizgisi kadar incecik sırat
Altı kızıl üstü nur
Adın ne olursa olsun
İnsansın insanoğlusun
Ensende kabil
Kalbinde habil
Sen hangisiyle yaşayacak
Hangisinde yaşanacaksın?