12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1605
Okunma

Buz tutmuştu yalnızlık...
Oysa şimdi okyanus var güneşe ışık çalan...
Eriten ve büyüten...
hava üşüyordu gözlerimde...
öyle ki
gözyaşlarım bile soğuk soğuk süzülüyordu aşağıya doğru
karlı bir İstanbul öğlesinin sonrasıydı
ya da sonrasından kalanlar...
içimde koca bir boşluğun ertesi yaşanıyordu
okumaya çalıştığım bütün kitapları yarım bırakıyor
dinlediğim müzikleri sonuna gelmeden terkediyordum...
...tıpkı alışkanlıklarını içime zerk edip, ruhumun bilinmeyen yerlere gittiği gibi...
ıslak duvarların çığlığı boş bedenime çarpıp geri dönüyordu
geceden kalan şarap kadehinin dibi kırmızıya tutmuştu bile...
kulaklarımda rüzgarın çaldığı ıslık merasimi henüz bitmemişti
pencere kenarından içeri kaçışan kar taneleri
oda sıcaklığında kendini bırakıyordu...
...intihar ediyorlardı bilerek...
acaba benimde sonum
pencere kenarından içeri süzülen
sonrasında oda sıcaklığında eriyen bir kar tanesi mi olacaktı...
ardı ardına sıraladığım sorulara cevap yetiştiremiyordum
içimde hala çözemediğim sen bilinmeyenle denklem, kağıda yazılacak cevabını arıyordu...
düşlerim, düşüncelerim bıçak kesiğiyle bölünüyor, ince ince doğranıyordu
kelimeler süslü intiharlarını sunuyorlardı en ünlü kitaplara
...bense bilinmeyen bir şehirde, mor düşlerim ve senle karlar altında...
Gökay Birkan SUCAKLI ’ Alen