4
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
296
Okunma
Bir tuttuk sevdamızda, Taşkent’i, Giresun’u
Beklendiğimiz yerde, çok olduk, az olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın kur boyutunu
Alınan her nefeste, ölümü gören bilir
Hiçliğin makamına erişince uslandık
Candan öte sevenin, böğürüne yaslandık
Zorluklar karşısında, ipe sermedik unu
Aşk kitabı yazarken, manasız söz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın sır boyutunu
Hekimsiz ve ilaçsız, yarayı saran bilir
Düşümüzden korkanın düşünce kısıtlandık
En hakiki mürşidin oluruna yaslandık
Meltemlere eş tuttuk, kasırgayı, tayfunu
Gıpta ettiğimizi deviren göz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın nur boyutunu
Edebin hikmetini yüzü kızaran bilir
Feleğin aynasında sabrımızla süslendik
Güneşin marifeti, yağmuruna yaslandık
Varlığa ortak ettik, eli, yüzü düzgünü
Kartallardan el aldık, tavukluk kaz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın kor boyutunu
Dün ile bugününü yarına karan bilir
Cana göz dikenlerce, bir dönem balyozlandık
İnsanca yaşamanın onuruna yaslandık
Kapımızdan sokmadık, yan sanayi ürünü
Medeniyet yolunda, asla bağnaz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın sur boyutunu
Sevdanın değerini zevkine eren bilir
Almadan verenlere ihtiyatlı davrandık
İnsanı kâmillerin desturuna yaslandık
Doyasıya yaşadık, hem bugünü, hem dünü
Kelepir sevdalara düşüp çerez olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın bir boyutunu
Yâr uğruna canından izin koparan bilir
Ruhumuz aç kalınca, hüzünlerle beslendik
Kaf Dağını aşmanın gururuna yaslandık
Ömrümüze yoldaştı, gönlümüzün sürgünü
Hıyarım var diyene, bir avuç tuz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın yer boyutunu
Yolların külfetini menzile varan bilir
Gündüzün hakkı için geceye palazlandık
Kalbimizin ikrarı şükürüne yaslandık
En kötü günlerimiz, andırırdı düğünü
Yakışanı yapandık, hiç şom ağız olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın har boyutunu
Ayağının altına nefsini seren bilir
Mutlu yarınlar için hayallere kapandık
Nuh Aleyhisselamın vapuruna yaslandık
Safımızda tutmadık, kişilikte düşkünü
Sırrı ifşa etmedik, dilde sakız olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın her boyutunu
Hayaller âlemine sofrayı kuran bilir
Adı aşk olan yolda vurgunlarla sınandık
Ruhların gıdasının mahuruna yaslandık
Dert etmedik zerrece yârden gelen vurgunu
Asumanı inleten sese ahraz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın hür boyutunu
Kalpten kalbe yollara göğsünü geren bilir
Gerçeğin zirvesinde sellerle kurulandık
Yâre giden yolların uğuruna yaslandık
Soframıza koymadık, elden gelen öğünü
Nefis denen tarağa, ip olduk, bez olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın pir boyutunu
Yangınlara yamayı, ateşle vuran bilir
Haksızlık karşısında hırslandıkça hırslandık
Yol hakkını vermenin huzuruna yaslandık
Delibal’ın düşleri, sermayemin yekûnu
Mezara kadar sevdik, küllenen köz olmadık
Anlatamaz sözcükler, aşkın yâr boyutunu
Şeytanın dümenini boşa çıkaran bilir
Yedi düvele karşı, topyekûn horozlandık
Gazzeli çocukların gözyaşıyla ıslandık
DELİBAL – Celil ÇINKIR
5.0
100% (11)