7
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
372
Okunma
Gün geldi
Bugünü sıkıştırdım mengeneme,
bağlayabilmek için yarını
ayarlayıp taktım paftamı.
Kaç posa geçtim, diş sıyırmadan?
Kaç kez döndürdüm saat yönünde?
Geçmedi zaman.
Gün geldi.
Sıkıştırdım dünümü penseme,
dikişler attım yaralı demirlere.
Maskesiz mavi ışıklar girdi rüyama;
saatlere bakamadım kurbağa gözlerimle.
Sabahlara dek ağladım.
Geçmedi zaman.
Gün geldi.
Açıldım sabah olmadan,
sisli dalgalarda tek başına.
Martıların detone feryatlarını dinledim;
ellerim çözüldü tuzlu iplerde.
Misinalar kesti ekmeğimi,
bağırmak için sıra bekledim.
Geçmedi zaman.
Gün geldi.
Tepemde güneş, elimde kazma,
vurdum toprağa, tempo ile hırsla.
Kabuklar bağladı boynum, ensem;
uzanamadım yaşlı ağaçlar gibi.
Dayadım sırtımı soğuk duvarlara.
Geçmedi zaman.
Gün geldi.
Henüz uyanmamış sokaklarda
kediler gibi eğildim bidonlara.
Aradım günü birlik rızkımı,
çektiğim hayat ve çek-çek’im
Yanınızdan geçerken cüzzamlıca,
geçmedi zaman.
Gün geldi.
Yerin dibine girdim.
Elimde kara, yüzümde bere;
eşeledim fersah fersah dipleri.
Bir iki kez bakmak için göğe
umutsuzca, köstebek misali.
Geçmedi zaman.
Ve bir gün
Gün ! gelmedi ..
5.0
100% (15)