4
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
384
Okunma
(Arkhene’ye II)
Havalar hiç düzelmiyor, Archene.
Nisan, güneşin boynunu kırıp kırıp atıyor bulutların ardına.
Bildiğim bütün şarkılar eskidi.
Evler eskidi.
Sarmaşıklar, kaldırımlar, gönlümdeki koca koca yarıklar…
Arşivler içinde bir eskiyim ben de şimdi.
Söylemiyorum kimseye kaburgamın ağrıdığını ne zamandır.
Alıp veremediklerim, verip alamadıklarımın muhakemesinde daha çok aklım.
Archene…
Sana duyduğum kızgınlığı ve kırgınlığı neresine koyacağımı bilmiyorum hayatımın.
Bütün kötü sözlerden şiirler yazmak geliyor içimden.
Geliyor gelmesine de
İçim razı gelmiyor küfre bulamaya elimi.
Aklımdan çıkaramadığım suretini gelip alsan olmaz mı?
Gönlüm bir hayal kırgınlığı, Archene!
İçim yorulmuş bir yokuş, susamış bir kuş!
Kaç iklim geçirecek bu yorgun serçe,
Kaç kimsesiz zamanda ufalanacak dilimdeki bu susuş?
“Buzları erittin mi?” diye soruyor eş dost.
Erittim eritmesine de, Archene, içimdeki benle barışamıyor zavallı kırgın yanım.
“İnsan,” diyorum, insan…
İnanmıyor da, adanıyor adeta!
Gerek miydi yüklemek bir insana bu kadar mana?
Bu kadar beklemek ve aynı gergefte bir tek kendi bildiğin ipi çekmek?
İpil ipil pişmanlık, ipil ipil kırgınlık yağmasın da n’etsin!
Hiçbir şey deme.
Uzatma ellerini, Archene, adımlama!
Bana yürüyeceğin tüm yollarda engellere takılacak ayakların.
İri iri çukurlarla bezeli artık tüm yollarım.
Görsen, inanamazsın:
Aslında ne çokmuş barikatlarım.
Adresimi sil kayıtlarından, Archene!
İstanbul’u çoktan dönüşü olmayan ıraklara uğurladım.
Kadıköy’ü, Üsküdar’ı anılarımdan sildim, attım.
Sen şimdi, bir şairin şiir serçesinde günü bitirmekte,
Belki güzel günleri yâd etmektesindir.
Benimse, önsözü silindi şiirlerimin, Archene.
Bildiğin gibi değil ıslanışım şaşkınlık yağmurunda.
Bildiğin gibi değil, zihnimin kaslarıyla kendimi hırpalayışım.
Bakma Archene, bakma!
Gözlerinde beliren ahmaklığımı gözüme bakıp bakıp n’olur kusma!