Çok basitmiş gibi
Görünüyordu dökülenler
Kimi zaman
Belki çok ama çok
Bayağı ve sıradan
Seni bu basitlik
İlgilendirmez miydi dahi

Nereden neyi bağlıyorsun
Neyi neye katıyor
Neyi neyle vuruyorsun
O kadar birbirinden bağımsız
Onca şeyi
Nasıl da kesiştiriyorsun
Bir kesitte

…

“Huzurun
Huzurun
Olsun her daim”
Dedim
Sessizce

Yar seni
Nice feda, sus etti
Nice hafi
Nice indirdi nefeslerine
Kör kılıçlarını
Zehirli kazma küreklerini

Kusursuz
Olanın
Ne işi vardı
Yoksa
Bu döngüsel cetvellerde
Şu reaksiyon eşiklerde


Boyunuza
Posumuza
Bakmadan
Damdan , gökten düşer gibi
Düşmüşüz
İnmişiz, serilmişiz katmanlarına


O zahirî
Alemleri seyreder gibi
Dalar birden için içine

Şu
Budanan asma dalı
Ağlamaya başlamış da
Şıp şıp damlamış
Duvardaki mermere
Hani karşıdaki evlere, çatılara
O çevre yoluna, minareye bakan
Hududun üstüne

Bizi de bu kadar yağlayıp
Ballasalardı
Dur hele dir
Sakın köpürme
Sabun köpüğü gibi
Küllerinle yeniden
Kaynaya kaynaya
Ağaracakken

Sabun deyince
Neylisinden olsa dedim
Bıttım mı
Defne mi
Leylak mı
Kükürtlü mü
Yoksa ardıç katranı mı

Şu gönül,yaptı yapacağını
Çoktan yazdı, kor gibi itiraflarını
Astı boynuna, beyanı asacağını
Yaktı, sicili yakacağını

Mum gibi
Fitil fitil
Çaldı çalacağını…