1
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
276
Okunma
“Çocukluğumu çağırıyorum
ilk kopardığım gülden” Adnan Özer
Yüzerlik tutuşur ellerinde anamın
tepemde kurşun heyula
Bakırdan taslar kızdırılır hastalığıma
damağımda uzayan horoz şekeri
Cam kenarında kavanozda gülsuyu yapılan günler
ninnilerle taranmış tülden örtülü beşiğimin eşiği
gittim tarih oyuğuna dönüp girdabımdan
yeni yetme sözler budamak için dilimimden içeri
Yastığımda terli bin bir görüntü ve sesler
yuvarlandı elma silkelendi ağacım Sandal
karşımda durur dili nemli şifacı bir Semender
Şaman ses verir
Yılana zehri veren derisi ağu atan sen
tüm kötülükler karası ve ayrılmalı başı
ağ saçlı Derviş itiraz eder
nerden bakarsan öyle olur
Sana göre kirli kara dikenli teni
Çamur gibi kerden kelle keler
saydamdır içi görülen
bilinmeli ve sevilmeli hikmeti
hem Çalap lüzumsuz mu yaratır
edgidir Semender
sudan geçtiğin kumdan içtiğin
uçar mı yürür mü o Yağmur
bir şamanın defini attığı
duasına çıkılan kerevet değil
arıtan ince temiz pelerinli
sözleri ipek bilge beyaz Derviş
Semender kırk Şaman yedi
Çabut bağla geçmişe geleceği uyut
Bir göl seyredelim gözlerinde duanın kabulüne kefil
Değer arşın altına ruhun
göğün kafesinden göğsün ölüme yakın
sürü Bürdeni uçur közünü iste
iste teker dönsün yer gök imbikten süzülsün
uyandım nemli kağıtlarla düşümden
ne yazmışsam ister şaman ister semender
hep aynı şiir
çocuktan sızan kendini bulan sözden iksir
deveran eden kelimelerden yaka altı muska
bitmekle başlar yol ve ıramış menzil
şiir ölümle çocuk arası buğudan kısa mesafe
yüzyetmişsekiz
5.0
100% (3)