Düşlerimin döşünde, eşelediğim toprağın kutsadığı bir sanrı batağı
Aşkın ırmaklarında saklı
Öznesi varlığın
özlemle içli dışlı
Bir yolculuktan da öte
Bilinmezin sönen feri
Gayri meşru bir şiire zimmetli mademki
Kil misali
Avuçlarımdaki kül misali
Yorgun afraların meziyeti
Edimlerde saklı şairin cinneti
Cennete yolculuk ak akçe kara bahta
Sözcüklere düşkün ruhum aslında
Aşkın karabatağında
Öznesi miyop bir sevincim ben
Ziyadesiyle
hüzünlü ve enkaza dönmüş
Külüstür motorunda cihanın
Uykudan uyanmış zafer gibi
Neşrettiğim sözcüklerin bekası
Yılların hatırası bende saklı
Mucidiyim
aşkın muğlak
Hecelerden firar eden
özlemi
Doğurgan bir özne, gizli
Olmanın ötesinde izini sürdüğü hayat denen yokuşta
Döngünün bitimi
Acının her zerresi
Mümkün mü sahi?
Ölümün zirvesine takılı
Gözümün ucunda yâdım yâri
Yandığım kadar da maziyi
Katık yaptığım günüm ve ömrüm
Püsküllü belası
Zemheride açan bir
gül Sıcakta esen yel
Sevgiyle hemhal
Malum
aşktır kutsanmış
hecelerin dikte ettiği
Kâh şiir kâh hikâye
Yazmaya doyamadığım mevsimin ömrü
Diner mi bir günde bir anda?
Eşiğinde
ölümün Ocak yaşarken son günlerini
Közünden firar etti
hüzün Özünde saklı
özlemin temsil ettiği
Bir şiir daha düştü payıma
Bakaya kalan sözcüklerden neyse yolcu ettiğim
Güneşin sıcak yüzü döndü sırtını bayıra
Bense dağlar tepeler aştım aşalı
Bir ömrü boca ettiğim kalemin hatırına
Huzurla erdim hidayete
Gün solmadan
gece düştü aklıma
Sevgiyle eşelediğim makberim
Mahşer benzeri sefil bir terane
Ardıç kuşundan hallice
Anka gibi doğmaksa küllerimden
Azat edilesi yüreğim
Soktum ruhumu kınına
Kıymet bilmez eşrafım
Savdıkça sırasını insan deştikçe
Yarasını
Yâd ellerde bulur mu yolunu?
Tıpası yok ömrün
Tıkacı ise öngörülen
ölümün
Bir sonrası
Kavuşmak Rabbine ve huzura
Gel gör ki:
Öncesi yakar geçer yıkar geçer
Araf’ta saklı ruhum dualarla hemhal
Gövdem değil yüzüm değil
İçimde saklı siren sesleri
Aşkın mantık dışı
Fevri çağrısına
Düştükçe yolum şiire
Döşümde saklı binlerce
hece Bir dizgi bir tembih
Azadesi yüreğin
Bilinmezin meali
İştigal ettiği kadar bedenin de ruhun da doldu mu vadesi
Azığım
Azadesi rızkımın
Azımsandığımdan öte
Ar bildiğim içim dışım
Kabrime dönük yüzüm
Kalp gözümden ötesi de yok madem
Matemimle sarılı mabedim
Bir ufuk
Bir şafak
Belki de afaki umutlara tuzak
İnancın ve
sevginin gücü yetiştiği kadar canıma
Zoruma giden neyse baş başayım Rabbimle
Başat bir iklim değil
Sıradan bir gün hiç değil
Yandığım kadar yüreğin kabrinde
Sızımla sızdığım kozamdan
Kırık sazımdır bana derman
Kalemin na’şı
Nasıl ki saklı derinde…