0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
193
Okunma

Bir kaç adım,
Ve bir kaç nefes,
Hükmündeki dünyada;
Koşacak bir zemin arayıp ta,
Bulamayan insanların,
Bir zemin buldum sanıp ta, düştükleri,
Küçük bir boşluktur şairlik.
Şiirlerimiz ise, boşluğa haykırışlar…
Duyulmak, dinlenmek istenen,
İçimizdeki yabancıya, tercüman oluruz.
Ne çare! kimseye anlatamayız!
Anlayamayız da zaten!
Anlayan da, anlatanda yanılgıdadır…
Gün gelir, anlarız!
Gün gelir, ağlarız…
Akar, içimizdeki yabancının makyajı!
Akar kuruyan hayat pınarlarımız.
Yıkandıkça, gündelik heveslerimiz,
Kıymet bildiklerimizden de, vaz geçeriz!
Uyanır da, gerçekliği görürsek,
Terk edilmeden, terk ederiz,
O yalancıyı, o vefasız, yabancıyı...
İçimizdeki yabancıya, söz geçiremeyeceğimizi anlar,
Sahibine, alemlerin sahibine teslim ederiz.
Ve dili çözülür, ben çözülür,
Uzaklaşırken o yabancı,
Yakine değer mana gözüm…
Ve bir ses duyarım eskimeyen!
Bildiğim bir dili konuşur, anlayamam!
Susarken de konuşur, kavrayamam!
Tanırım, lakin kendime dahi tanıtamam...
Görüyorum derken!
Gözlerim aciz kalır!
Görüp, gösteremem...
Yokluğum belirginleşirken, beliririm...
Varlık esiriyim! gerilir zincirlerim,
Arafta, yerlere serilirim,
Olmak, yada olmamak, der özüm,
Beş duyanı duyar, duymayana imrenirim...
Ya RAB yangın yerine düştüm su...
Buz kesilmiş kalbimi, rahmet elinde buldum…
Bildiğim ateşler yandırmaz,
Su derim kandırmaz…
Sığınırım derim!
Sığındım derim,
Başkada yol, bilmem,
Bilmem, bilmem...
5.0
100% (2)