Söktün ciğerimi attın yerlere,
Ben ağlarken bakıp
güldüğün
zaman.
Bu da içerine benden dert olsun,
Aklından çıkmasın öldüğün
zaman.
Bu muydu dolunay gibi ayışın?
Namertçe yokluğum hesaplayışın?
Hançeri sırtıma son saplayışın,
Bir yabanı yarin bildiğin
zaman.
Yılları devirdim ihanetinle.
Yerle yeksan ettin tek cür’etinle.
Baş başa kalırsan mürüvvetinle,
Hatırla yaşını sildiğin
zaman.
Yüzüme bakacak yüzün olursa,
Şu
gönül bağımda izin olursa,
Konuş diyeceğin sözün olursa,
Bir serapla sırdaş olduğun
zaman.
Kaç
zaman düşündüm aklım almadı.
Boşa koydum dolmaz, dolu almadı.
Tâkâtim, dermanım nasıl kalmadı,
Anlarsın
uykunu böldüğün
zaman.
Mesut’um kaç nakış keder ördüğüm.
Benim yıllar yılı budur gördüğüm.
Göz yaşın sel olur
hasret kör düğüm,
Bulutlar misali dolduğun
zaman.
Mesut ALTUNKAYNAK