5
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
470
Okunma

güz boşaltmadan içindeki öfkeyi
yaprak titremez su gürlemez
toprak kusmaz gök ağlamaz
poyraz esmeden dalından
düşmez yaprak
.......
kement attı
ruhuma cibilliyetsiz gölgeler
düşerken uçurumlardan aşağı
dal uzattı kök yaşlı gövdesinden
taş toprağa gök sırma döşeğe döndü
aklımın kıt sınırlarında düşkünlüğe nazır
zulmün tapınağında oyunbaz
binlerce namert
etimi kanımı
emmeye çalışan adaletsiz divan
hileyle hurdayla kurulan sunakta evcil bir kuş
özümde uyuyan kanlı bir nehir nehirde yürüyen
uygunsuz selâ
.......
kasvet karası bir mevsimden içre dökülen ah! susuzluğum
şüphelerin ve korkuların evhamından beslenen dayatma günler
küfle karılmış sanrıları demet demet avucuma sunan
meşum zaman
şansızlığım dibe vurmuş
kalbi kararmışlara komşu yolum
olacaklar olsun
çekilsin artık kılıçlar karşılıklı
ve yenilsin zemheri ayazından savrulan rüzgârlar
kırılgan ruhumdaki ışığın titreşimlerini yansıtan aynalar
gülsün yüzüm
yüzüm gülsün
sıkıntılarımın tüm yükünü çeken kalbimin karanfilini
gün yüzüne çıkarsın zaman
buluşsun günler güneşle
içimde çile kaynatan çatlasın sabır taşları
ve özgürlüğe havalansın can kuşlarım
işte o zaman aşılmayan dağlar aşılır
gidilmeyen yollara
gidilir
kalbimde gizli bir sığınak
sığınakta yeşermiş bir tohum tohumda bir heves bir uçuculuk
ruhumdaysa ehlidil bir umut ürperme bir heyecan
küllerimden yeniden doğarım şimdi
dudağımda çığır açan baharların aydınlık muştusu
fikrimde gönül alan nice mutluluk
bundan sonrasıysa gözümde yaşamak
turuncu kadifeden
bir çiçek
.....
ayşe uçar
15122024507:24