7
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
375
Okunma
Yağmurlu bir aralık ay’ı
Yine hüzne boyalı gönlüm
Yürüyorum ıssız sokaklarda
Ve, ağlıyorum... ağlıyorum
Sen yoksun diye
Sensizzz !
Gözlerimde bir yağmur başlıyor kederli
Selamlar yolluyorum sana
Simsiyah kedim Osman’la
Ben gene o eski sokağımızda
Hüznümle baş başa eskisi gibi
Postacıyı beklemekle yetiniyorum
Biliyorum ki ; hiç gelmeyeceğini
Beynime mıh gibi çakıldı gözlerin
Seni bir akşamdı saat... kaçtı bilmem
Yitirip yolladığım an, siyah trenle
Bir mendil bile bulamamıştım
Veda ederken... yağmurla yaşla sırılsıklamdım
Ben umutlarımı bulutların nemiyle
Besleyerek yazıyordum sana
Ummadığım serenatlarını dinlerken penceremde
Yağmur tepemden, soğuk yüreğime işliyordu sözlerinden
Bakmadın yürek çarpıntılarıma, darbelerin inerken
Artık yağmurla ninniler dinliyorum
Akşamları gömülürken sıcak yatağıma
Göklerimde bulutların kestim ağlamasını
Ama sen yoksun... ama sen yoksun
Sesin yok ve ellerinin sıcaklığı
Gözlerini saklıyorum kurumuş gül yaprakları ile
Defterimin arasında
Anladım ki
Sararan çimlerin rengini
Solan yaprakların yeşilini
Hiç bir şey getirmeye muktedir değilmiş
Ruhuma sükun veren
Yaratıcımdan başka
Sabahın sesini dinliyorum
Uykusuz bir geceden sonra
Açtığım penceremde üşüsemde
İçimde bir larcivert elvedayla
Sigaramın dostluğunda
Dumanına yenik düşsemde
Keyifle yaktığım ateşinde
Sen gittiğin içindir
En güzel acıyı düşlememiştim hiç
Tuvalimin en ortasına
İçimdeki yangını çizdimse
Bir de yanılsamamla
Yaşama sevincinin
Sendendir... sana dair... seninle
Günay Koçak
7. 12. 2024
5.0
95% (19)
4.0
5% (1)