18
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
583
Okunma

……………........ “Anne gezindiğin bağ,
...................... Baba yaslandığın dağdır…”
Küçüktüm babamı yitirdiğimde…
Ne harçlığım vardı ne düzgün habam!
Yılları, uç uca getirdiğimde;
Altmış yıl geçirmiş, ahrette babam…
Altı oğlan kardeş ve ana, baba!
Sürüsünü almış eş, dost, akraba!
Altımızda binit, atlı araba;
Varmış şehre bin bir, külfette babam…
İşten artmaz derdi, artarsa dişten…
Gına geldi artık vergiden, fişten!
Hiç mutlu olmadı, yaptığı işten!
Her gün marazına, kahretti babam…
Tutardı elimden, işe giderken…
Sabah ezan vakti, şafak sökerken!
Bekçiler olurdu, yollarda erken!
Hastaydı, rızk için sabretti babam…
Hastanın halinden, sağlar ne anlar?
Doktor yok, ilaç yok, hep zor zamanlar!
Şehre taşınır tüm, hastalananlar!
Dert için dolaşır ülfetle babam…
Sağlam çıkamadı, ameliyattan…
Tabutla dönmüştü son seyahat/tan!
Kırk yedi yaşında koptu hayattan!
Son nefesi verdi, gurbette babam…
Ankara-2018/11
Halil Şakir Taşçıoğlu
SÖZLÜK:
Haba: çizgili çoban gömleği…
Maraz: hastalık, sayrılık…
* 18.11.1958 Yaslanacağım dağın yıkıldığı gün…
Allah bütün ölmüşlerimize rahmetiyle
Muamele etsin inşallah…Âmin.
5.0
100% (29)