13
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
473
Okunma

Bir sabah, seninle yudumladığım çayın tadını buldum,
Yavaşça süzülen buğusuyla bir zamanın kayıp parçasıydı.
Kırık dökük sokaklardan geçerken
Kaldırım taşlarında gölgeni aradım
Yüksek binaların gölgesinde unuttuğum bir çocukluk sesi yankılandı
"Önüm arkam ebe sobe"
Ben hâlâ köşe başındaki kahveden
"Hoca kızı" diye bağıran serserinin sesinde takılı kalmışım
Ve gözlerimde bekleyen bir kuytu
Bir umut bir yalnızlık rengi
Bilmem ki çocukluğum ne renkti
Üzerimdeki hırka yelken olmuş rüzgârı neylesin
Yavaşça sararıyor solgun yaprakların yerini aldığı toprak
Beni bekleyen bir bahar yoktu
Ama yılların ardından gelen bu gri kışta
Bir umudu daha yitiriyorum her yeni sabah
Sahi kıştan önceki mevsim neydi
Ah, nasıl da unutur zaman
Ellerimde sarımsak kokusu
Ve dudaklarımda belki de hiç olmayan bir şarkı
Kirpiklerimde takılı kalan senin gülüşün
Yıllarca biriktirdiğim en güzel yara
Bir yara ki dilimde masal olmuş
Bütün harfler kaybolmuş,
Geriye yalnızca adının kokusu kalmış
Sağanak sağanak yağardı yıldızlarım
Tutardım yakalardım gözlerinden
Bak sevgili onlarda kayboldu gözlerimde
Bir zamanlar yerle göğün birleştiği yerden
Yüksek sesle haykıran bir kuştu gökyüzüm
Şimdi ise her şey solgun
Ve ışıklar kışın ağır yükü gibi başımı eğiyor
Belki de son defa
Bir şiirin ucundan tutarak
Hani adımın yanına en çok yakışan
Rüzgarda savrulup giden adını arıyorum
Sözcüklerim kayboldu,
Bir zamanlar sana yazdığım şiirler
Yavaşça sanki senin ellerinle
Bir kenara bırakıldı
Neden kayboldun deme dünlerde
Mesulü ben değilim bugünlerde....
Ruhumun çeyrek yüzyılı
Senin sevginle çiçeklenmekte