17
Yorum
46
Beğeni
4,9
Puan
311
Okunma

Bir sabah güneş vurmazsa pencerene
Anla sis çökmüştür yarım kalan düşlerimin üstüne....
Kahve kokusuyla karışır usul usul
Gözlerin lebi derya sensizlik ise kardelen çiçeği olur
Beni benden soğutur
Gölgeler içimde biriktirdiğim adın
Sokak taşlarında yankılanan ayak seslerin
Kuş tüyü hasret yüklü hala dudaklarımda
Ve ah o gözlerin elasına belasına meydan okuduğum
Deniz dibindeki can kırıkları gibi
Mavinin en dibi mavisi
Yaşlanır zaman her anıma değdikçe
Kırık gitar tellerinden çalar hüzün melodisini
Gülüşün göçer içimden sessiz sessiz bir soluğa
Ve ellerim sarar boşluğun küllerini geceyle
Unutmak mı derken
Bir gülümseme gelir oturur
Öpmeye kıyamadığın dudağımın kıvrımına
Unutur muyum seni diye sorarım yoklarım kendimi hafiften....
Rüzgarda savrulan kuru yapraklar gibi
Adın düşünce bile aklıma
Bir o yana bir bu yana halen savrulurum
İşte tam da o an bakarım gökyüzüne
Andımızdı hani dercesine
Bulurum en parlak yıldızı
Fısıldarım
"Hala seni seviyorum" diye
Ve her yıldızsız gecede
Üşürüm sana hece hece
Şimdi bana kalan
Yalnızlık defterimin sararmış yaprakları
Yıpranmış satır aralarında gizlediğim
Sen sırrı gibi
Oysa
Ben yine her sabah kırık ümitlerle süslerim sabahı
Ama doğmaz bir türlü güne güneşim
Yine de bilirim
Ne ben geri dönerim ne sen dönersin
Senden önce giden sen gibi
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)