Mevlânâ:
Rüzgârım ben,
aşkım ateşi harlar
Vuslat ararım
dünya bahçelerinde
Derdi olanlar bahar deresi gibi çağlar
Gönül denizi de derindir, dalgalar haşin
İsterim
aşk deryalarında gelsin
ölüm Ölümü zaten
aşkta boğulmaktır dervişin
Goethe:
Ey Doğu’nun
güneşi, ey
aşk evreni
Aşkla huzur bulmayan kalpler huzursuz
Mesnevinle kılmışsın lalezar çevremi
Batı nefste kaldı,
aşk doğudan geldi
Ben de bakışımı sana çevirdim
Sözlerin
gönül dağımı deldi
Mevlânâ:
Yaşamak
aşkı anlamaktır, bilirsin
Susayan
gönüller suya koşar, bilirsin,
Ama su da susayanı arar, bilirsin
Aşkın yolunda
ölüm,
yeniden doğuş,
bilirsin…
Goethe:
Batı’nın didaktik aklı
Doğu’nun şevkiyle yürürüm
Hafız bir yanım sen bir yanım
Aşkı kimse sizin gibi terennüm etmedi
Hissederim, ruhum senin ruhundan
Mevlânâ:
Hazinemiz gönlümüz
Aşk açar kapısını
Yaratan
aşk ile yaptı
Bu insan yapısını
Yunus der: Gelin, tanış olalım
Tanış adamlara evim açık
B
aşka değil aynı Hakk’a bakarız
Arttıkça gözerimizde
aşk ışıltısı
Goethe:
Anladım ki seninle aynı ufukları seyrederim
Dün bugün yarın, ne fark eder
Öğrettin işte,
aşkın mazisi yok
İstikbali meçhul
An! Elde var
aşk Hakikat denizinde birlikte kürek çekelim
Senin sesin Doğu’dan Batı’ya esen rüzgâr
Ey Mevlânâ, hoşgörüyle aç ruhumun bağını
Yıkmak istiyorum şu benlik dağını
Ne ettik ki, ne edelim! sen ben kavgalarını
Aşkın vecdi, insanlık için bir umut olsun
Birlikte haykıralım: Ey
aşk!
Yetiş, karanlık yürekler aydınlansın
M. Talat Uzunyaylalı